Müslüman Toplumlarda Antropoloji

DR. MUHAMMET TALİB: BATI, İSLAM DÜNYASI’NDAKİ FARKLILIKLARI GÖREMİYOR

Oxford Üniversitesi İslam Araştırmaları Merkezi akademi üyesi ve aynı yerde öğretim üyesi Dr. Muhammet Talib, 9 Eylül Cumartesi günü İlem’de “Müslüman Toplumlarda Antropoloji” başlıklı bir konuşma/sunum yaptı. Dr. Talib’in çalışma alanları arasında İslam aleminde sosyoloji, sûfi guruplar, modernleşme, eğitim kurumları gibi konular bulunuyor. Mezkur alanlarda yayınlanmış bir çok önemli çalışması bulunan Dr Talib, İlem’deki konuşmasında bir sosyal bilim olarak antropolojinin Müslüman toplumları ve onların dini, sosyal vb. pratiklerini anlamak için batılılar tarafında nasıl kullanıldığını örnekler üzerinden anlattı. Bu noktada bazı temel varsayımların problemli olduğunu ve sağlıklı araştırmaların yapılmasına engel teşkil ettiğini belirtti. Talib’e göre, bu hususun göz ardı edilmemesi kaydıyla,  bir disiplin ve metot olarak antropoloji Müslüman toplumları anlamak noktasında yardımcı olabilecek imkanlar sunmaktadır. Buna göre, oluşum süreçleri açısından ideolojik olsalar da sosyal bilimlerin nasıl kullanıldığının kişilere/guruplara bağlı olduğu ve değer-bağımsız araştırmalar yapmanın her zaman imkan dahilinde olduğu anlaşılmaktadır.

Konuşmasına Edward Said’ten bir alıntıyla başlayan Talib, Said’in İran İslam Devrimi’nin batı medyasındaki yansımaları üzerine yaptığı incelemeden sonra ulaştığı sonucu paylaştı. Buna göre Batı’daki televizyon ve gazeteler, Müslüman toplumlardaki herhangi bir olayı anlatırken, normalde ideolojik anlamda bir çok farklılıkları olsa da, ilginç bir şekilde benzer bir dil kullanıyorlar. Bunun sorunsallaştırılması gerektiğini belirten Talib, Müslüman toplumların dillerinin bilinmemesi ve haber kaynaklarının sınırlı olması gibi bazı teknik sebeplerin yanında, bu durumun ideolojik ve metodolojik sebeplerinin de olduğunu belirtti. Burada en temel sorun, batılı araştırmacıların Müslüman toplumların hepsinin “aynı” olduğu şeklindeki yanlış varsayımlarıdır. Çoğu zaman mutlak hakikatmiş gibi kabul edilen bu temel varsayım, hem onların Müslüman toplumların farklılıklarını görmelerini engelliyor hem de her olayı benzer sebeplerle açıklamaya itiyor. Bu noktada Müslüman toplumlarda kadınların örtünmesi örneğini veren Dr. Talib, örtünmenin hem yapılış şeklinin hem de amaçları, sebepleri, ifade ettiği anlam bakımından Müslüman halklar arasında farklılık gösterdiğini; ancak buna rağmen tesettürün batılı araştırmacılar tarafında herhangi bir farklılık göz önüne alınmaksızın, tek bir anlamı ve pratiği olup anlaşılması basit bir fenomenmiş gibi ele alındığını belirtti. Dr. Talip, benzer örneklerin çoğaltılabileceğini ve bu durumun alanda bir sığlaşmaya sebep olduğunun altını çizdi.

Bunun yanında bir diğer önemli sorun olarak Müslüman toplumlar hakkında konuşulurken tam olarak açıklığa kavuşturulmadan kullanılan “modernleşme”, “sekülerleşme” gibi kavramların kafa karışıklığına sebep olduğunu belirten Talib, bunun bazı yanlış genellemelere sebebiyet verdiğine işaret etti. Söz gelimi modernleşme veya İslam modernleşmesi denirken ne anlamamız gerektiği hakkında sahih tartışmaların yapılmadığını belirten Talib, örneğin bir ülkenin modern teknolojiyi veya silahları kullanmasının onu modern kılıp kılmadığı, bu noktada ölçütün ne olduğu konusunun hala büyük ölçüde muamma olduğunu ancak buna rağmen bu tür kavramların sıkça kullanıldığını belirtti.

Konuşmasına Müslüman toplumlar hakkında yapılmış bazı antropolojik çalışmalardan örnekler göstererek devam eden Talib, bu çalışmaların sürekli benzer konuları ele almasının da önemli bir sorun olduğunu ancak bu durumun son yıllarda farklılaşmaya başladığını belirtti.

Konuşma soru ve cevap faslıyla devam etti. Katılımcılardan birinin “Son dönemde farklı konuların da çalışılmaya başlandığını belirttiniz, örnekler verir misiniz?” sorusuna, kendisinin eğitim kurumlarını çalıştığını söyleyerek cevap veren Talib, alanda çalışılan konularda bir çeşitlenmenin kolayca gözlenebileceğini belirtti. Eskiden sürekli ve sadece terörizm, kadınlar, aile, örtü gibi konuların çalışıldığını ancak son yıllarda örneğin namaz ve namazın Müslümanlar için ifade ettiği anlam hakkında veya cemaatle namaz kılan kadınlar hakkında, hac hakkında da çalışmaların yapıldığını belirtti.

 

Leave a Comment