Sanal Alamet Sayı 3

Havasını soluduğumuz şu zamanlar, bireysel hayat döngümüzü dijitale dökmeye doğru yönelten bir süreç. Yavaş yavaş farkında bile olmadan derslerimizi, etkinliklerimizi, alışverişlerimizi, dostlukla içilen çay sohbetlerimizi ve hatta gezilerimizi bile sanal alemde yapmaya başladık. Bu durumdan ne yazık ki kaçışımızın olmadığını gün geçtikçe daha net gördük. “Eskiden daha güzeldi” demenin bir faydası olmadığını fark ettiğimizde, içinde bulunduğumuz şartları daha iyiye dönüştürebilme, sanalı kendimize avantaj olarak sunma şansını yakaladık.

Dijital şartları nasıl daha iyi kullanabiliriz düşünceleriyle 6 arkadaş, gönül coğrafyalarımıza dalıp çıkarken, belki okuyucularımıza keşfedilmemiş bir kıta sunarız hissiyatıyla, yeni döneme ayak uydurmak insanlara dokunabilmek için ne yapabiliriz diye düşündük. Sosyal medyada, sitelerde, bloglarda karşımıza çıkan uzun yazılardan sıkıldığımızın farkına vardık. Zaman kavramı beşerin en kıymetlisi, bizde bunu göz önünde bulundurarak, vakitleri israf etmeden kısa ve öz şeyler ortaya çıkaralım, evde otururken okuyalım, izleyelim, kahve içerken müzik dinleyelim, dergilerle tanışalım, beğendiğimiz sayfaları paylaşalım,

gitmeyi özlediğimiz yerleri anlatalım istedik ve hazırlıklara başladık. Kitaplıklarımızın başına geçip kitaplarımızı taradık, film listelerimizi açtık filmlerimizi yeniden karıştırdık.

Müziklerimizi tekrardan dinledik, unutamadığımız parçaları seçtik. Sosyal medyalarımızı, bağlantılarımızı kontrol ettik, paylaşıma açmak istediklerimizi not aldık. Gitmeyi çok sevdiğimiz, manzarasına doyamadığımız ve çok özlediğimiz mekanları hatırımıza getirdik. Dergilerimize elimiz değdi ve bunların her birini yazıya dökelim istedik.

Nasıl yapmalıyız? Sorusuna; klasikten uzak, uzun uzadıya gitmeyen, yazarken zevk aldığımız ve şahsına münhasır yazılar ortaya çıkarmak istediğimiz konusunda ortak bir karara vararak işe koyulduk. Şimdilerde biz, ayda bir düzenli formatta okurumuza yeni keşifler sunmak için içeriklerimizi bir araya getiriyoruz. Önünüze gelen çalışmamızın işleyiş mekanizması bu şekilde. Geriye kalan tek şey sayfayı ilerletip içeriklerimizle tanışmanız.

Güzel vakit geçirmeniz ve faydalanmanız dileğiyle, Değerli Okurlarımız…

Genel Yayın Yönetmeni: Kübra Taşdemir

Editör: Elif Saylan

Kendi Halinde Yazarlar: Ceylan Sultan Toraman, Elif Saylan, Esra Kamacı, Hatice Uysal, Kevser Betül Kurar, Rabia Yıldırım.

Tasarım: Okan Erdağı

Çizgisiz Defter – Akif Emre

Büyüyen Ay yayınlarından 5. Baskısının yapıldığı Çizgisiz Defter, Akif Emre’nin farklı ülkelere yaptığı seyahatlerine dair yazdığı yazılardan oluşuyor. Kitapta, İslam medeniyetinin unutulmazı Endülüs’e dair geniş bir yer ayıran yazar, Endülüs hakkında birçok bilinmeyeni ve Endülüs’ün unutulmaya yüz tutmuş geleneklerini yazılarında okuyucuyla buluşturuyor. Akif Emre kitabında, Endülüs’ün dışında, Batı topraklarındaki Paris’e, üç büyük dinin gözdesi olan Kudüs’e, eskiden Türk toprakları olan Balkanlardaki ülkelere, Aliya İzzetbegoviç’in emaneti Bosna’ya ve Doğu’daki meşhur birçok mimari yapıya ev sahipliği yapan Bağdat’a dair notlarını da bizimle paylaşıyor. Anlattığı her şehirde adeta bulunurmuşçasına okuyup bitirebileceğiniz tarzda olan bu eseri, okumaya değer buluyoruz.

Kitâbü’n- Nefs ( Varlık Hikmeti)

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı tarafından yürütülen eserler arasında Bilim Ve Felsefe Serisi başlığı altında dikkatimizi çeken 2019’da  Doç. Dr. Burhan Köroğlu tarafından tercümesi yapılan Kitabü’n- Nefs (Varlık Hikmeti) İslam felsefesi geleneğinin tarihi seyri içerisinde Endülüs’ün özel bir yeri vardır. Kitabü’n-Nefs, Endülüs’teki felsefe geleneğinin adeta kurucusu kabul edilen İbn Bacce’nin kaleme aldığı bir eserdir. İbn Bacce, Kitabü’n-Nefs dahil birçok eseri ile kendinden sonra yaşayan İslam ve Batı dünyası düşünürlerini etkilemiştir. İbn Tufeyl ve İbn Rüşd, İbn Bacce’den etkilenen İslam filozoflarının başında gelir. Müellif eserini psikoloji konularına hasretmiştir. On bölüme ayırdığı eserinde; nefis, beslenme gücü, duyu güçleri, görme, duyma, koklama, tatma, dokunma duyuları, ortak duyu, tahayyül gücü ve natık güç kavramlarını izah etmeye çalışmıştır. Psikolojiye diğer ilimler arasında özel bir önem veren İbn Bacce eserinde Aristoteles sistemine yakın bir yaklaşım sergilemiş ve psikoloji anlayışını Aristoteles gibi fizik temeli üzerine inşa etmiştir. Müellif nefsin mahiyetini, yetilerini, beden ve dış dünya ile ilişkilerini Aristoteles’in üçlü ruh modeli çerçevesinde ele almıştır.

Düşünen Şehir

Özgünlüğün, estetiğin ve tevazunun birleştiği medeniyet mirasımız olan mekanlar şehrimize değer katan, insanı kavuşturan ve sıcacık ortamlar yaratan, her yaşta insanın tarihe tanıklık ettiği nefeslendiği mekanları hep ayak bastığım kentlerde gözüm arar. Mimari yapıtlar gönül sığınakları gibidir. Zamanla şehirleşme hareketleriyle eskiye ve eski tip evlere özlem arttı. Bu özlemin arttığı zamanlarda Düşünen Şehir dergisi, insanların evde otururken bir yandan da; şehir, mimari, sanat ve estetik zevklerinin ihtiyacını giderdiği bilinçlendirildiği bir online mecra olarak bizlere sunuldu. Herkesin ücretsiz olarak dijital ortamda rahatlıkla ulaşabileceği mesafede olan dergi Kayseri Büyükşehir Belediyesi E-Dergiler başlığı altında internet sitesinde üç aylık periyotlarla yayınlanarak düşünen bir şehre yolculuğu okuyucularıyla buluşturmaktadır. İyi okumalar.

Patch Adams

Yönetmenliğini Tom Shadyac’ın yaptığı 1998 ABD yapımlı, senaristliğini Maureen Mylander ve Steve Oedekerk’in üstlendiği bu film, Patch Adams kitabından uyarlama. Barış Özcan önerisiyle izlediğim, daha kendisinden duyar duymaz pişman olmayacağımı anladığım yaşanmış bir hayat hikayesini işleyen mükemmel bir film. Meslek seçimi dönemindekiler, mesleki anlamda eski tutkusunu diriltmek isteyenler, işi iş olmaktan çıkarıp, işe gönlünü katmak isteyenler mutlaka izlemeli. Saydığım kategorilere girmeyenler ise bir insanın yaşam amacını edinme yolculuğuna şahit olup ilham kaynağı edinebilir. Patch Adams, bir hasta olarak başladığı yolu bir doktor olarak bitiriyor. Orta yaş bunalımıyla birlikte ruhsal problemlerinin zirve yaptığı zamanlarda bununla yüzleşip mücadele etme tarzına hayran kalacaksınız.

Animasyon – Mary And Max

IMDb puanı 8.1 olan siyah beyaz animasyon filmin yönetmenliğini Adam Elliot yapıyor. 2009 yılında yapılan film küçük bir kız olan Mary ile başka şehirde yaşayan Max’in mektup arkadaşlığını ele alıyor. Animasyon olmasına rağmen en küçük detaylara bile dikkat edilirken üçüncül şahıs anlatımıyla ilerleyen filmde mektuplar ve olaylar kendi hayatımızdan parçalar bulmamızı sağlıyor. Animasyon seviyorsanız ve kendinizi yalnız hissediyorsanız mutlaka izlemeniz gerekenler arasında olmasını öneriyoruz.

Mekan önerisi - Tire Necippaşa Kütüphanesi

İzmir’in Tire ilçesinde bulunan kütüphane; İkinci Mahmud döneminin devlet adamlarından olan Necip Paşa tarafından 1827 yılında yaptırılmıştır.  Günümüzde 1800’ü el yazmasına ve 5156 kitaba ev sahipliği yapan kütüphane, kitapların nemden etkilenmemesi için fevkani biçiminde tasarlanmış olup Klasik Dönem Osmanlı mimarisi özelliklerini de taşıyor. Kütüphanenin en eski eseri ise İbn-i Sina’nın 860 yaşındaki İşaret ve’l-Tembihat kitabıdır. Görevlilerin kitaplara sadece eldiven ile temas ettiği bu kütüphaneyi ziyaret ederek yedinci yüzyıldan kalma eserleri,

Kur’an-ı Kerim’leri, tıp/ tarih gibi birçok alandan önemli eserleri görme şansını yakalayabilirsiniz.

Ben Sen Onlar: Sanatçı Kadınların Yüzyılı

1850-1950 yılları arasında yaşamış sanatçı kadınların eserlerinden oluşan Ben Sen Onlar: Sanatçı Kadınların Yüzyılı isimli sergi geçtiğimiz Kasım ayında Meşher’de ilgililerin ziyaretine açıldı. 117 sanatçının 232 eserine ev sahipliği yapan serginin küratörlüğünü Deniz Artun yapıyor. Ücretsiz bir şekilde gezebileceğiniz sergi, İstiklal Caddesinde 27 Mart’a kadar kapılarını ziyaretçilere açık tutacak.

E-Museum: National Treasures & Important Cultural Properties of National Institutes for Cultural Heritage, Japan

Doğu Asya’da bir ada ülkesi olan Japonya’nın kültürel mirasını görmek isteyenler için Japonya online bir müze hazırladı. Japonya’da bulunan müze ve merkezlerdeki tarihi objeleri Kaligrafi, Seramik, Mimari ve Resim gibi çeşitli kategoriler altında sınıflandıran bu proje özel ilgi alanları olan araştırmacılara oldukça katkı sağlıyor. Hem yüksek çözünürlüklü görseller sayesinde ufak detayları gözlemleyebilirken hem de her obje için hazırlanmış detaylı bilgileri okuyabilirsiniz.

Bu projedeki 5 merkez: Tokyo National Museum, Nara National Museum, Kyushu National Museum, Kyoto National Museum ve Nara National Research Institute for Cultural Properties.

Niazi Diasamidze – Tangerines Soundtrack

Mandalinalar filminin jenerik müziği olan melodi Gürcü müzisyen Niazi Diasamidze tarafından bestelenmiştir. Filmle birlikte oluşturduğu harikulade armonisi müziği, filmi bitirdikten sonra da zaman zaman dinlememizi sağlıyor.