Zihnin Anlaşılma Keşfi: Dinamik Psikiyatri

Yazar: Yunus Özdemir

Zihnin yapı ve işlevi görünmez bağlarla ama etki ve tepkilerle anlaşılır bir durumu söz konusudur. Zihnin işlevi beden üzerinde etki ve tepki sonucu getirmesi, zihnin işlevini öngörüde bulunmak ve kontrol etmek çoğu yönden imkansızdır. Zihnin ulaşılmayan yönlerinin olması tarihsel süreç içinde cazibe ve merak konusu olmuştur. Bu yönüyle araştırma çalışmalarını ve bilimleri peşinden sürüklemiştir. Zihnin gizemli varlığı ve anlaşılması zor işlevi yapısının çözümlenmesi ve ulaşmasının ne kadar zor olduğunu ilan etmektedir.

Tıp ve psikiyatri eğitimi alan psikiyatrist, tıp tarihçisi ve kriminolog Henri Frederic Ellenberger, İsviçre Psikoanalitik Topluluğu’na kabul edilen, Kansas’ta Menninger Kliniği’nde dersler verdi, Montreal Üniversitesi’nde Kriminoloji alanında profesör oldu. Dinamik Psikiyatrinin tarihsel olguları zemininde kökeni ve gelişimi kapsayan Bilinçdışının Keşfi – Dinamik Psikiyatrinin Tarihi ve Evrimi kitabıyla sosyoekonomik, siyasal zemin, kültürel eğilimler, öncülerin kişiliği ve çeşitli olayların ortaya çıkmasıyla birkaç kategoride sınıflandırılmaktadır.

Dr. Ellenberger, Dinamik Psikiyatrinin 1775 ile 1900 yılları arasında doğuşu ve gelişimini ele alır.

Birey ve toplum arasındaki etkileşimin neticesinde oluşan olguların tanımlanması ve geliştirilmesi dinamik bir süreci zorunlu kılar. Bireyin algılayış ve hareket arasındaki uyumun bilinmesi için gösterilen uğraş, psikoloji ve uzantılarının ortaya çıkmasını getirdi. Bunun bir uzantısı da dinamik psikiyatridir. Henri F. Ellenberger, Janet, Freud, Adler ve Jung’un sistemlerini ele alarak; Dinamik Psikoterapinin soyağacını, doğuşunu, ilk Dinamik Psikiyatri ve arka planı başlıklarıyla on bir bölümlük bir çalışma hazırlamıştır.

Tıbbi ve felsefi öğretilerle şamanlar ve şifacılar insan zihninin tanımlanması ve anlaşılması konusunda ilişkiler vardı. Dinamik Psikiyatrinin soyağacının kökenlerine indiğimizde insan zihninin sağlığının bozulmasıyla yapılan her türlü iyileştirmeye götürüyordu. Dr. Ellenberger, ilkel şifacılık teknikleriyle modern psikoterapiyi karşılaştırmakta ve ilkel şifacılığın bugünün dinamik psikoterapisine evrilmesini ana hatlarıyla anlatmaktadır.

Zihin işlev ve komut mekanizmasının bozulması ya da hasar alması tarihsel süreç içinde yaşanan ve bilinen bir gerçektir. Disiplin yönü ile kültürel ortam içinde çeşitli tanımlar yapılmıştır. Bu bağlamda Dr. Ellenberger, Dinamik Psikiyatrinin 1775 ile 1900 yılları arasında doğuşu ve gelişimini ele alır. Kitabın ikinci bölümünde geleneğin kuvvetini temsil eden taşra rahiplerinden dönemin tanınmış şifacısı Gassner ile ona karşı olan dönemin aydınlanmanın oğlu cin/ruh çıkartıcı Doktor Mesmer’in karşılaştırmasını ve farklı yönlerini anlatır.

Birey ve toplum arasındaki etkileşimin neticesinde oluşan olguların tanımlanması ve geliştirilmesi dinamik bir süreci zorunlu kılar.

Geleneği temsil eden Rahip ile dönemin aydınlanmasını temsil eden doktorun dinamik psikiyatri alanında yaptıkları farklı teknik ve çalışmaları ve bu çalışmaların uzantısını 17. ve 18. yüzyılı kapsayan dönemi anlatmaktadır. Johann Joseph Gassner, kilisenin cin/ruh çıkartma usullerini, dualarını geleneksel yöntemlerle uyguluyordu. Franz Anton Mesmer, felsefe, hukuk ve kariyerini kazandığı devam ettiği tıp okuyan biriydi. Mesmer, hastalarını iyileştirmek için insan bedeninde manyetik akımlarını yönlendiren mıknatısları geliştirmişti. Bu mıknatıslarla genç bir hastasının bedenindeki hayvansal manyetizmayı yönlendirerek iyileştirmişti.

Dinamik Psikiyatrinin doğuşu başlığında 17 yüzyıl Avrupa’sında  Rahip Gassner ile doktor Mesmer örnek tedavi görüş ve yöntemleri ele alınarak; İngiltere ve Fransa’daki ulusal devlet görüşü ile Avusturya-Macaristan ve Germen İmparatorluğundaki monarşi yönteminin Dinamik Psikiyatri üzerindeki siyasi yönünü anlatmaktadır. Feodal yönetimden ulusal yönetime, skolastikten akılla sorgulama olan aydınlığa geçiş sürecinin etkilerini anlatır.

İnsan zihni ve hastalıkların psikolojik kökeni sistemleşerek bir çok kişinin katkılarıyla dönem dönem birkaç dalga, girdap ve gelgitle oluştu. Kitabın ilk Dinamik Psikiyatri disiplinin birkaç temel özelliklerinden şöyle bahseder:

  • Ana yaklaşım ve bilinçdışına giden kral yolu olarak hipnotizma benimsendi.
  • Bazı klinik tablolar özel bir dikkat sarf edildi: Kendiliğinden uyurgezerlik, letarji, katalepsi, çok kişiliklilik.
  • Yeni bir insan zihni modeli geliştirildi. Bilinçli ve bilinçdışı psişizm ikiliği.
  • Sinir hastalığının patolojik kökeniyle ilgili, ilk başta bilinmeyen bir sıvı kavramına dayanan yeni kuramların yerine zihinsel enerji kavramı geçirildi.
  • Yeni tür terapistler ortaya çıktı: Manyetizmacı ve onun bir versiyonu hipnotizmacı.
Henri Frederic Ellenberger

1900’lü yıllarda ilk Dinamik Psikiyatri yerini yepyeni Dinamik Psikiyatri sistemlerine bırakmıştır. Dinamik Psikiyatrinin öncüleri ve çalışmaları bu kitapta altıncı, yedinci, sekizinci ve dokuzuncu başlıklarda anlatılmaktadır. İlkinde Pierre Janet’in hayatı, psikolojik otomatizm, psikolojik analiz, nevrozların incelenmesi, dinamik kuram konuları anlatılmaktadır. Sigmund Freud kişiliği ve çevresi anlatıldıktan sonra çalışmalarında mikroskobik anatomiden kuramsal nörolojiye, nevroz kuramı, derinlik psikolojisi, libido kuramı, metapsikolojiden ego psikanalizine ve psikanalitik teknikler incelenir. Alfred Adler geçmişi, kişiliği ve çağdaşları anlatıldıktan sonra bireysel psikolojide yaptığı çalışmalar anlatılır. Şöyle: Sosyal tıp, organ eksikliğinden kaynaklanan aşağılık duygusu, nevroz kuramı, psikoterapi ve eğitim çalışmalarıdır. Carl Gustav Jung başlığında ise hayatı ve Analitik Psikoloji hakkında yaptığı çalışmalar alt başlıklarla anlatılır. Bu çalışmaların başlıkları şöyledir: psikolojik gerçeklik kavramı, burghölzli dönemi, psikanalitik dönem, analitik psikoloji, psikoterapi, doğu ve batı bilgeliğidir.

Zihnin ulaşılmayan yönlerinin olması tarihsel süreç içinde cazibe ve merak konusu olmuştur. Bu yönüyle araştırma çalışmalarını ve bilimleri peşinden sürüklemiştir.

Kitabın “Yeni Dinamik Psikiyatrinin Şafak Vakti ve Yükselişi” başlığı 1882’de Salpetriere ve Nancy okulları arasındaki rekabetle başlayarak İkinci Dünya Savaşının 1945 yılındaki bitimini kapsayarak bu dönemde gelişen Dinamik Psikiyatri anlatılmaktadır. Kitabın bu son başlığı dinamik psikiyatrinin etkisi ve gelişimini olaylar ve bu olaylardaki rekabetler, çatışmalar, uzlaşmalar ve tepkiler üzerinden anlatılmaktadır.

İnsan zihninin anlaşılması, yapısının çözümlenmesi ve selameti için yapılan uğraşlarının tarihsel sürecinde ilkel şifacılıktan manyetizmaya, manyetizmadan hipnotizmaya, hipnotizmadan psikanalize ve birçok yeni dinamik psikiyatriye evrimsel süreç yaşamıştır. Bu evrimsel süreçte sosyoekonomik ve siyasal zemin, kültürel eğilimler, öncülerin kişiliği ve çeşitli olayların ortaya çıkmasıyla ilgili Dr. Henri F. Ellenberger, Bilinçdışının Keşfi – Dinamik Psikiyatrinin Tarihi ve Evrimi kitabında birkaç kategoride sınırlandırmaktadır. Tarihsel olguların zemininde kalarak dinamik psikiyatrinin kökeni ve gelişimi incelenmiştir.

Henri F. Ellenberger, Bilinçdışının Keşfi – Dinamik Psikiyatrinin Tarihi ve Evrimi, çev. Ebru Kılıç, Albaraka Yayınları, 1. Baskı, Ocak 2021, İstanbul, 860 sayfa.

Yunus Özdemir
Ağrı Taşlıçay Balık Göl doğumlu. İlkokul ve liseyi Ağrı’da tamamladı. Tarih lisans mezunu. Tarih alanında İslam Bilim Tarihi, alan dışı Nörobilim ve İslam İktisat Düşüncesi konularında birikim yapmaktadır.
 
Leave a Comment