Sorgulamak: Bölünmüş Benlik
Yazar: Yunus Özdemir
Toplum terapisti olan ve kendi özel muayenehanesini çalıştıran Zbigniew Kotowicz; Göçebe Ruhun Sesleri ile R. D. Laing ve Anti – Psikiyatrinin Yolları kitapların yazarıdır. Ronald David Laing’in radikal ve vizyoner fikirleri ile eğitimini aldığı ve içinde bulunduğu psikiyatri kurumuna karşı çıkmıştır. Bu sürecin yansıması R. D. Laing ve Anti – Psikiyatrinin Yolları isimli ele alınan kitapta; “Bir Psikotiğin Dünyası”, “Düğümler”, “Kurtuluş Diyalektiği”, “Psikiyatri ve Özgürlük”, “Tepki ve Miras” ile altı bölümle anlatılmaktadır. Teorik fikirler, bilimsel tahliller yanında kitabın son kısmında Ronald David Laing’in kronolojisine de yer verilmektedir.
Ruh ile zihin ilişkisinin yapı ve işlevi hayatın temel yapısıdır. Ruh ve zihnin varoluş ve işlevi, insanlığın bunu tanımlama ve yorumlama ihtiyacı duyduğu bir gerçektir. Ruh ile zihnin tanımlama ve yorumlama ihtiyacı belli bir bilgi ve deneyim ile psikiyatri bilimini ortaya çıkartmıştır. Psikiyatrinin amaç ve kapsamı iç ve dış dinamikliğini koruyarak, çerçevesi hâlen şekillendirilmektedir. Bunun bir örneğiyle İskoç psikiyatrist Ronald David Laing (1927-1989)’in psikiyatri biliminin rolünü sorgulayarak farklı bir bakış açısı geliştirmesidir. Bu bakış açısı Zbigniew Kotowicz, bu kitabında anlatmaktadır.
Alt-orta sınıf bir Presbiteryan ailede doğan Ronald David Laing, tıp okudu ve psikiyatride uzmanlaşmıştır. Bölünmüş Benlik, Benlik ve Ötekiler, Aile Politikaları, Düğümler, Yaşantının Politikası ve Cennet Kuşu başlıca kitaplarıdır. “Akıl sağlığı” ve “normallik” kavramlarına dayandırdığımız değerler sistemini “Yaşantının Politikası” kitabında sorgulamıştır. Laing, çalışmalarını Anti-Psikiyatri şeklinde geliştirerek psikiyatri biliminin kabul edilen kimlik ve rolünü sorgulayarak yeni bir yöntem geliştirmeye çalıştı. Yaklaşık on yıl Anti – Psikiyatri üzerinde çalışmalar yapan Laing; benlik algısının daha iyileştirici ritüellerine sahip mistik dünyaya bir yolculuk yaparak yeni ve farklı çalışmalarda bulundu.
Anti-Psikiyatri temsilcilerinden Laing, en önemli varoluşçu analizi “Bö
Ruh ile zihin ilişkisin denge ve uyumu çeşitlilik ile derecesine göre farklılık arz eder. İnsan yapısının önemli bir işlevi olan ruh-zihin ilişkisi, modern bilim çerçevesine 19. yüzyılın başında şekillenmeye başladı. Ancak, modern psikiyatrinin ilgi ve zaruri çalışmalar gerektiren durum ise akıl hastalığının tanım ve tedavi ihtiyacıydı. Zbigniew Kotowicz, kitabın ikinci bölümünde modern psikiyatrinin oluşumu hakkında bilgi verirken 1858 yılında İngiltere’de Genel Tıp Yasası ile tıp uzmanlarına akıl hastalığının tanı ve tedavi yetkisinin verildiği bilgisiyle ayrıntılı noktalara değinir. Bu başlıkta üzerinde durulan asıl konu psikiyatrist Laing’in psikoloji öğreniminin süreci ve modern psikolojiye yönelttiği sorgulayıcı tavrı üzerinde durulmaktadır. Psikiyatrinin doğru yeri tıp mı, sorusunun cevabını psikiyatrinin statüsü sorgulanmaktadır. Hâlen günümüzde psikiyatrik bir müdahale olmadan kendi imkanlarıyla ya da başka bir terapiyle yaşadığı zorluğu aşan birçok insan var.
Psikolojinin kapsam ve etkisi biricik olmadığı kadar nette değildir. Birçok iç ve dış faktörü uzantılı süreci zikzaklarla doludur. Sabit değil, dinamiktir. Üçüncü bölüm “Düğümler” kısmında Laing’in Bölünmüş Benlik kitabı referans gösterilmektedir. “Benlik” kavramı referansıyla şizofrenik tanısı analiz edilir. Bununla beraber psikiyatrik “hastalık”lar içsel bir durum olmayıp iletişim ağındaki kişilerin birbirini algılama ve etkileşim kurma biçimi üzerinde durur. Laing, “Benlik” kavramını iletişim ağı içinde sosyal fenomenolojiden bahseder. Kitabin bu kısmı “çifte bağ” teorisi üzerinde durulur. Benlik kavramıyla sosyal fenomenoloji konusunda çifte bağ teorisini psikolojik rahatsızlıklarının örnek vanalarıyla tedavi sürecini anlatmaktadır.
Ruh ve zihin sağlığı istenilen bir durumdur. Bunun aksi yönü tanı ve tedavi müdahalesidir. Ancak bunun kapsamı birey ve birey çevresiyle sınırlı değildir. Toplumlarında sağlıklı algı ve hareketleri olması gerekmektedir. Kitabın “Kurtuluş Diyalektiği” başlığında Laing, makrososyal ölçeği ve toplum psikolojisini kapsayan tanı ve tedavi yöntemini ele almaktadır.
İzlandalı psikiyatri Ronald David Laing, Anti-Psikiyatri temsilcileri içerisinde kendine has varoluş teorileriyle modern psikoloji temsilcileri arasında gösterilmektedir.
“Psikiyatri ve Özgürlük” başlığı kitabın beşinci bölümünde Laing’in hastalarıyla olan ilişkisi ve yaşanmışlıkları anlatılmaktadır. Laing’in birçok yaşanmış vakayı tanı ve tedavi süreci hakkında anekdotlar sunmaktadır. Bu yönüyle tanı ve tedavi yöntemi ile süreci hakkında bilgiler verilmektedir. Ayrıca bu kısımda Laing’in bu çalışmalarında meslektaşlarını ayrı ve ortak yönleri üzerinde de durularak psikolojik tanı ve tedavi yöntemlerinin ortak ve karşıt olan durumları anlatılmaktadır. Laing bu dönemdeki kariyerini mesleki alanda elde ettiği şöhretinden de bahsedilmektedir.
Dönemin psikoloji bilimine farklılık getiren Laing, rol model olduğu gibi toplum tarafından taktir edilmiş, büyük bir itibar sahibi olmuştur. Ancak toplum tarafından ilgi ve rağbet görmesi, Laing’in farklı kararlar almasına bilgi ve deneyim birikmişliğine yeni ve farklı bir arayışa sürüklemiştir. Bu sürükleniş neticesinde Laing, mistisizme yönelmiştir. Bunun için doğu yolculuğuna çıkmıştır.
Anti-Psikiyatri temsilcilerinden Laing, en önemli varoluşçu analizi “Bölünmüş Benlik” çalışmasıdır. Bu çalışmayla şizofreni hastaların kişiliklerini analiz ve psikolojinin yorum ve yöntemlerindeki hata ve eksiklerini göstermeye çalışmıştır. Böylece şizofreni anlayışına farklı değerlendirmelerle yeni yorumlar katmaktadır.
İzlandalı psikiyatri Ronald David Laing, Anti-Psikiyatri temsilcileri içerisinde kendine has varoluş teorileriyle modern psikoloji temsilcileri arasında gösterilmektedir. Onun biyografisi yanında Anti-Psikiyatri çalışmalarında “Bölünmüş Benlik” ve “Düğümler” çalışmasını Zbigniew Kotowicz’in R. D. Laing ve Anti – Psikiyatrinin Yolları kitabında bulmaktayız.
Zbigniew Kotowicz, R. D. Laing ve Anti – Psikiyatrinin Yolları, çev. Beyza Konuk, Albaraka Yayınları, Psikoloji Dizisi, 1. Baskı, Ocak 2022, İstanbul, 171 sayfa.