Pax Ottomana, Mimari ve Şehir: Osmanlı’nın Anadolu’yu Fethinde Amasya’nın Rolü (1387-1481)
Pax Ottomana, Mimari ve Şehir: Osmanlı’nın Anadolu’yu Fethinde Amasya’nın Rolü (1387-1481), Hasan Karataş, 15.01.2014 Cumartesi, 18.00
İLEM sunumlarında daha önce Amasya’nın 15. ve 16. Yüzyıllarda Osmanlılaştırılması ve bu sürecin Amasya’nın kentleşmesi ile ilgisini, Osmanlı düşünce hayatında tarikatların etkisi ile açıklayan doktora tezini bizlerle paylaşan Hasan Karataş, yeni bir çalışması ile konuğumuz oldu. Karataş, bu çalışmasında 15. Yüzyıl Osmanlı zihniyet dünyasındaki hareketliliğini özgün bir yöntem ile izlemeye çalışıyor.
Anadolu’nun 15. Yüzyıldaki siyasal hareketliliğinin, tarih yazımında vurgulanan Balkanlardaki hareketliliğinden çok daha dikkat çekici olduğunu belirten Karataş, tarihçilerin Balkanlar’a olan yoğunluklarının ideolojik temelli olduğunu ifade ediyor. Bu konuda özellikle Osmanlı Devleti’ni bir Avrupa ülkesi olarak göstermeye dönük çabanın etkisinden bahseden Karataş, kendi çalışmasında Osmanlı’nın Anadolu’ya yönelik askeri hareketlerini de fetih hareketleri olarak yorumluyor. Bu konuda en dikkat çekici örnek ise Karamanoğulları ile girişilen mücadele olarak öne çıkıyor. Bu yargının ardında zihinsel anlamda Osmanlı düşünce dünyasının hareketliliğini izlemenin güçlüklerinden bahseden Karataş, kendisini klasik şehir tarihçiliğinin kullanmış olduğu tahrir ve sicil defterlerine dayalı belge çalışmalarından farklı bir yöne iten sebepleri sıralıyor. 15. Yüzyıla dair kroniklerin ve bu kronikleri doğrulayacak belgelerin kısıtlılığı Karataş’ı mekânsal biçimleri izlemek şeklinde özgün bir yönteme itmiş.
Bu bağlamda Karataş, Amasya’da yeniden üretilmiş bir mimari biçimin Anadolu’da düşünsel hareketliliği izlemek konusunda önemli ipuçları verdiği üzerinde duruyor. Bu mimari biçim çok farklı kavramsallaştırmalar ile birlikte “zaviyeli camiler” olarak nitelenebilecek tekke ve caminin bir arada olduğu, Karataş’a göre camilik vasfı daha hafif kalan bir yapı şeklidir. Bu biçim gerek Anadolu’da ve Anadolu’nun uç bölgelerinde mutlaka fetihten sonra görülen bir biçim olarak beliriyor. Özellikle 15. Yüzyılda Amasya’da bu biçimin son derece etkili olduğunu dile getiren Karataş, Timur’un verdiği zayiatın sonrasında Anadolu’daki ilim ve tasavvuf dünyasının bu merkezler aracılığı ile yeniden kurulduğunu, bazı vakfiye defterlerinin de bu tezi güçlendirdiğini ifade ediyor.
Amasya’nın coğrafyasına ve zaviyeli camilerin farklı yerlerde inşa edilmiş biçimlerine ilişkin görseller ile zenginleştirdiği sunumunda, tarih, mimarlık ve sosyal teori disiplinlerinin arasında bizleri bir yolculuğa çıkartan Karataş, kendisine yöneltilen soruları yanıtlayarak sunumunu sonlandırdı.