Felsefe Tarihinde Temel Erdem Kavramı ve Farabi Felsefesinin Temel Erdemleri
Yazar: Sümeyye Kabakçılı
İLEM Felsefe Çalışma Grubu, 8 Aralık 2018 Cumartesi günü İbrahim Aksu’yu “Felsefe Tarihinde Temel Erdem Kavramı ve Farabi Felsefesinin Temel Erdemleri” başlıklı sunumunu gerçekleştirmek üzere misafir etti.
İbrahim Aksu felsefedeki temel erdem meselesini Sokrates’ten başlayarak Platon, Aristoteles çizgisindeki filozoflar ve nihayetinde de Farabi üzerinden açıklamıştır. Temel olarak üç bölüme ayrılan sunumda ilk olarak kavramsal arka plan incelenmiş, daha sonra kavramın tarihsel gelişimi ele alınmış ve son olarak temel erdem tartışmalarının Farabi felsefesi üzerindeki yansımaları incelenmiştir.
İbrahim Aksu ilk olarak temel erdemin terim ve kavram olarak ayrımını yapmış, temel erdem kavramını ortaya çıkaran soruları şu şekilde sıralamıştır: “Erdem tek midir, fazla mıdır? Çok ise felsefi zeminde nasıl izah edilecektir?” ve “Çokluk içerisinde gözükmesi gerekli olan bütünlük, teorik düzeyde nasıl sağlanacaktır?” Felsefenin bir yaşam tarzı olduğu zamanlarda sorulan bu sorulara her filozof farklı cevaplar vermiştir.
İbrahim Aksu, bu sorulara verilen cevapları iki grup şeklinde açıklamıştır. Birinci gruptaki cevaplar, erdemin bir veya birkaç erdeme indirgenebileceğini, diğer erdemlerin bu erdemler altında alt başlık olarak incelenebileceğini söylerken, ikinci grup ise bu indirgemeciliği kabul etmemiş ve her bir erdemi müstakil bir erdem olarak ele almıştır. Erdemliğin bütünlüğü sorunu için de iki farklı yanıt oluşmuştur. Bir grup erdemleri kaynaklık olarak ayırırken, bir grup önceliklilik olarak ele almıştır. İbrahim Aksu, önceliklilik erdemleri birinci tip temel erdemler, kaynaklık erdemleri ise ikinci tip temel erdemler olarak gruplandırmıştır.
İbrahim Aksu konuşmasının ikinci kısmında temel erdem kavramını tarihsel olarak ele almıştır. Temel erdem kavramının felsefi bir mesele olarak ilk defa Sokrates ile başladığını belirten Aksu, Sokrates’in temel erdem görüşünü, “erdem hikmetle özdeş tek bir bütündür” şeklinde açıklamıştır. Buradan sonra sorunun “hikmetin hangi anlamda temel erdem olarak görüldüğü” sorusunu öne çıkaran Aksu, bu konuda iki temel fikir ayrılığının yaşandığını belirtmiştir.
Platon ve onun görüşlerini takip eden filozoflar Sokrates’in hikmetini kaynak olarak almış, Aristoteles ve onun takipçileri ise hikmeti tekil olarak ele almıştır. İbrahim Aksu bu konuda Platon çizgisinde verilen eserlere daha çok şerh yapıldığını, bu çizginin çalışma kaynaklarının daha fazla olduğunu vurgulamıştır. Aristoteles ve onun çizgisini takip eden filozofların kitapları fazla şerh edilmediğinden günümüze ulaşmamıştır.
İbrahim Aksu konuşmasının devamında Platon’un temel erdem görüşünü aktarmıştır. Platon’a göre temel erdem bir tane değil dört tanedir ve bunlar Hikmet, Cesaret, İffet ve Adalettir. Platon’un üç parçalı nefs anlayışı onun dört kaynak erdemi kabul etmesine sebep olmuştur. Diğer erdemler ise bu dört temel erdemin altında incelenir.
İbrahim Aksu, Platon’u takiben Helenistik dönemdeki Stoacıları temel erdem konusunda incelemiştir. Helenistik dönemde şehir devletlerinden imparatorluğa geçildiğini vurgulayan Aksu, insanların problemlerinin de değiştiğini belirtmiştir. Stoacılık, bu dönemde tutkulardan arınma ve erdemlerle bezenme ilkeleri üzerinde durmuştur. İbrahim Aksu, Stoacıların Platon’un aksine dört temel erdemi değil, Sokrates gibi bir erdemi kabul ettiklerini belirtmiştir. Diğer erdemlerin hangi kategoriye gireceğini sorgulayan Stoacılar, bu alanda alt erdemler kategorisini oluşturmuşlar ve en üste Hikmet erdemini yerleştirmişlerdir.
Stoacılardan sonra Yeni Platonculuk’ta temel erdem kavramını inceleyen Aksu, burada metafizik düşüncenin etkisinin ön planda olduğunu belirtmiştir. Yeni Platonculuk dört temel erdemi benimser fakat insanın yetkinleşme sürecinde bu dört temel erdem farklı anlamlarda kullanılmıştır. Aksu, Plotinos’un iki temel erdem belirlediğini belirtmiştir. Bunlar Medeni erdemler ve Yüce erdemlerdir. Plotinos’tan sonra Plotinos’un öğrencisi Porphirus, bu öğretileri yedi aşamalı bir erdemler sistemi haline getirmiştir.
Platon çizgisini Yunan felsefesi sınırlarında bu şekilde açıklayan İbrahim Aksu, ardından bu düşüncenin İslam filozofları üzerindeki etkisine değinmiştir. Bu alanda Kindi ve Miskeveyh’i inceleyen Aksu, Kindi’nin dört temel erdemi tanıdığını, aynı zamanda Aristoteles’in orta öğretisini de benimseyerek bir Platon-Aristoteles sentezi yaptığını belirtmiştir. Miskeveyh ise dört temel erdemin cins erdem olduğunu, diğer erdemlerin ise bu erdemlerin altına yerleştirilebileceğini söylemiştir.
İbrahim Aksu konuşmasının devamında Aristoteles’in temel erdem kavramını incelemiştir. Aristoteles’in erdemi kaynaklık olarak değil, öncelik ve sonralık arasında bir bağlılık olarak kabul ettiğini belirten Aksu, daha önce de ifade ettiği gibi, Aristoteles’in temel erdem kavramı hakkında şu andaki mevcut kaynaklarla kapsamlı bir çalışma yapılamayacağını bildirmiştir.
İbrahim Aksu, İslam felsefesinde temel erdem hususunda Aristoteles’i takip eden Farabi’nin, aslında metinlerinde doğrudan temel erdem konusunu ele almadığını belirtmiştir. Fakat Farabi’nin inşa ettiği felsefi sistem, özellikleri itibariyle Aristoteles çizgisindedir. Bu tezin amacının da bu sistemi inceleyerek Farabi’nin hangi erdemleri öncelikli erdem olarak gördüğünü tespit etmek olduğunu söyleyen Aksu, konuşmasının devamında El Evvel’in öne çıkan üç özelliğinden bahsetmiş ve Farabi’nin bu özellikleri ideal insanın temel erdemi olarak gördüğünü belirtmiş.
İbrahim Aksu konuşmasının devamında Farabi’deki El Evvel ve insan ilişkisinden bahsetmiştir. El Evvel, ay altı alemdeki her şeyi belirler ve insan için rol modeldir. El Evvel’in kendisiyle alakalı olarak Hikmet sıfatını, kendisinden dışındakiler ile alakalı olarak Cömertlik ve Adalet sıfatlarını merkeze aldığını söyleyen Farabi’ye göre, ideal insan da hikmet, cömertlik ve adalet erdemlerine sahip olmalıdır. Hikmet ise her şeyin temelinde bulunmaktadır ve insanın mutlu olması için hikmet erdemine sahip olması gerekmektedir.
İbrahim Aksu Farabi’nin temel erdem hakkındaki görüşlerini şu şekilde özetlemiştir: Farabi’nin temel erdemleri, birinci tip temel erdemlerdir. Ne hikmet ne adalet ne cömertlik başka erdemlerin kaynağı değildir fakat bu erdemler daha önceliklidir. Buna göre Farabi, bütün erdemleri müstakil erdemler olarak incelemektedir. Ontolojik kaynaklık ve indirgemecilik, Farabi felsefesi için söz konusu olamayacağını söyleyen Aksu, Farabi’nin bütünlük sorununu da erdemler arasında bir hiyerarşi oluşturarak çözdüğünü belirtmiştir.
Sonuç olarak, temel erdem kavramını, Sokrates, Platon, Yeni Platonculuk, Kindi, Miskeveyh, Aristoteles ve nihayetinde Farabi üzerinden açıklayan İbrahim Aksu, Farabi’nin Arsitotelesçi bir nefs ve erdem anlayışını benimsediğini tekrar belirtmiş ve konuşmasını burada sonlandırmıştır. Sunum, katılımcıların sordukları sorularla devam etmiş ve hediye takdimiyle son bulmuştur.