İlem’in Dökülen Son Yaprakları
İlmi Etüdler Derneği, 5 Mayıs Cumartesi günü güzel bir konferans ile birlikte 17. Dönem Eğitim Programı öğrencilerini mezun etti. Üç yıldır bu programa emek veren ağabeylerimiz ve ablalarımız nihayet “İLEM mezunu” oldular. İLEM ilim ağacının yeni dönemde yeni öğrencilerle çiçek açması için, her ne kadar mezunlarımıza “İlem’in dökülen yaprakları” desek de hiçbirinin bizi terk etmeyeceğini biliyoruz içten içe…
Program, Abdulkadir Macit hocamızın Kur’an Tilaveti ile başladı. Kalplerimizi yumuşatan tilavetten sonra, Eğitim Komisyonu Başkanı Arife Gümüş açılış konuşmasını yapmak üzere sahnede yerini aldı. Arife hoca, eğitim programı kapsamında öğrenciler için emek sarf eden tüm hocaları ve görevlileri takdim ederek kendilerine ayrı ayrı şükranlarını sundu.
Arife hocanın duygu dolu konuşmasının ardından, İLEM Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Güder, selamlama konuşmalarını yapmak üzere sahneye davet edildi. Süleyman hocanın konuşması öğrencilere ithafendi. “Sizler, İlmi Etüdler Derneği’nin asıl sahiplerisiniz.” dedi. Eğitim programından mezuniyet belgesini alan her öğrencinin aynı zamanda ihtisas programına kaydını yaptırmış sayıldığını ifade eden Güder, “Kimseyi bir yere bırakmıyoruz!” diye ekleyerek içimize su serpti. Süleyman hocadan sonra İGİAD Başkanı Ayhan Karahan da öğrencilere olan ithafı sürdürdü. Karahan, öğrencilere “Sizler bugünün neferleri, yarının eğitimcileri olacaksınız.” diyerek itimadını belirtti.
İlke Derneği Yürütme Kurulu Başkanı Lütfi Sunar, ilim yolculuğu hakkında ders niteliğinde bir konuşma yaptı. “İlim ulaşılabilen bir şey değildir, yürünen bir yoldur.” diyen Lütfi hoca, ilim yolunda olmanın Allah’ın sevgisiyle doğru orantılı olduğundan söz etti. “İLEM ve bunun gibi tüm çalışmalarımız, Allah’ın sevgisine layık olabilmek için, anlamlı bir arayış etrafında şekillenmektedir.” dedi.
Selamlama konuşmalarının ardından Necdet Subaşı, heyecanla beklediğimiz “Yazmak Değerlidir. Niçin?” başlıklı konferansını gerçekleştirmek üzere yerini aldı. Subaşı, üniversitelerin kendi kendimize yeter bir dil üretecek hazırlık sunamamasından dem vurduktan sonra çıkış yolu olarak İLEM’in öğrencilere büyük bir imkan sağladığını ifade etti.
Necdet Subaşı, yazmanın değerinden bahsetmeden evvel yazdıklarımızın nasıl bir niteliğe sahip olması gerektiğini birkaç kriter ile açıkladı. Öncelikle yazdıklarımızın hem entelektüel dünyada yer tutması hem de felsefi bir arka plana sahip olması gerektiğini belirtti. Aksi takdirde yazılanların lisedeki hatıra defteri notlarından farkı kalmayacağını söyleyerek bizleri bir anda anılarla baş başa bıraktı. Subaşı, yazmanın yazan insanlar tarafından nasıl göründüğü ile alakalı olarak hangi amaca hizmet ettiğinin de belirleneceğini vurguladı. “Yazmayı bir eylem olarak görenler olduğu gibi, bir duruş olarak görenler ve bir terapi olarak görenler de vardır.” sözleriyle üç kategoride değerlendirdiği yazarların, her koşulda yazarak toplumda bir sorumluluk üstlendiklerini söyledi. “Zamanın ruhuyla probleminiz varsa, yazmaktan başka çare bulamazsınız.” sözleriyle yazarların ahvalini özetlemiş oldu. Ardından herkesi selamlayarak konuşmasını sonlandırdı.
Mezun öğrenciler hakkında hazırlanan eğlenceli video gösterimine geçmeden evvel Süleyman Güder, faydalı konuşmaları için Necdet Subaşı’ya teşekkür plaketini sundu. Video, öğrencilerin hocalar hakkında nasıl bir izlenime sahip olduklarını gösterirken İLEM’deki samimi ortamı ve aile havasını bir kez daha gün yüzüne çıkarmış oldu. Gösterimin ardından İLEM öğrencileri hazırladıkları müzik performanslarıyla dinleyicileri mest etti.
Mezun öğrencileri temsilen Fatma Aksu ve Furkan Ramazan Öğe, duygu ve düşüncelerini ifade etmek üzere sahneye davet edildiler. İLEM yolculuklarının burada sona ermeyeceğini bilen öğrenciler, hocalarına ve tüm İLEM ailesine bir kez daha şükranlarını sunarken heyecanları ve mutlulukları sözlerine yansıyordu. Nihayet sıra mezuniyet belgelerinin takdimine geldiğinde, öğrencilere bir de unutulmayacak hediyeler sunuldu. Eğitim programının anlam ve önemine binaen, her birinin üzerinde ismi yazılı olan rahleler mezun öğrencilere hediye edildi. Hakkıyla kullanacaklarından şüphe duyulmayan bu anlamlı hediyelerin takdiminden sonra toplu bir fotoğraf karesiyle mezuniyet programı ölümsüzleştirildi.