İstanbul’da Ticari Hayat Dönüşümü
Hazırlayan: Esra Kamacı
İstanbul, sosyal ve kültürel gelişmeleri yoğun olan bir şehir olduğu gibi yıllardır ticari faaliyetlerin de merkezinde yer alıyor. Geçmişten günümüze İstanbul’daki ticaret hayatının değişimine gelin hep birlikte bakalım.
Mustafa Yalçın “Eski İstanbul’da Ticaret Hayatı” yazısıyla İstanbul’un ticaret hayatında önemli rol oynayan kurum ve konumları açıklıyor. Yazar “Esnaf Örgütleri” ve “Çarşılar ve Hanlar” başlıkları altında ticarete dair pek çok öğeyi işliyor.
Yalçın; Lonca Teşkilatı ve Ahi Teşkilatı gibi örgütlenmelerin yanında esnafların düzenledikleri toplantılara, çıraklık törenlerine ve çırakların ustalığa terfi ettikleri peştamal kuşatma kutlamaları gibi geleneklere de yer veriyor.
Kapalıçarşı, Şimşekahne, İğciler, Zenneciler, Sahaflar da İstanbul’un ticaret hayatını canlı tutan çarşılar olarak betimleniyor. Mustafa Yalçın, bu geleneklerin ve kurumların yok olması ile İstanbul’un ticaret hayatının zayıfladığını ve dağılma sürecinin başladığını aktarıyor.
1979 yılına geldiğimizde Yeniden Milli Mücadele Dergisi “İslam Ülkeleri Ticaret Fuarı İlk Defa İstanbul’da Açıldı” başlığı ile bu haberi sunuyor. Fuarda ülkelerin kendi ürettikleri malları sergiledikleri gibi her yıl farklı bir ülkede fuarın devam etmesi kararlaştırılmış.
On dokuz İslam ülkesi ve yetmiş Türk firmasının katıldığı fuar dönemin Ticaret Bakanı Halil Başol tarafından “bu gibi yaklaşımların ve iş birliğinin, dünya ekonomisinin daha adil bir düzene kavuşturulmasına” bir vesile olarak değerlendirilmiştir.
Fethi Gedikli “1007 Tarihinde İstanbul’daki Avrupa Tüccarı” başlıklı yazısında 1007/1598-1599 tarihli Galata mahkeme defterinden derlenen malzemeler ışığında Osmanlı’da faaliyet gösteren yabancı tüccardan bahsediyor.
Yazıda, Galata mahkeme defterinden aktarılarak İngiliz tüccar Cevan Gazoz’dan söz ediliyor. Cevan Gazoz’un yanı sıra Venedikli, Hindistanlı ve bugün Hırvatistan sınırlarında kalan Dubrovnikli tüccarlar anlatılıyor.
Bu tüccarların madeni eşyaları, yiyecek maddeleri ve giyecek eşyaları taşıdıkları aktarılıyor. Yazı vasıtası ile İstanbul’un yüz yıllardır farklı milletlerden insanların da ticari faaliyetleri için önemli bir mekan olduğunu anlayabiliyoruz.
1996 yılında günün MÜSİAD Genel Başkanı Erol Yarar, “İstanbul’u Ticaret ve Finans Merkezi Haline Getireceğiz” başlıklı yazısı ile İstanbul’un potansiyelinin çok daha fazlası olduğuna ilişkin fikirlerini aktarıyor.
Görüldüğü üzere, İstanbul yıllardır pek çok ticari faaliyetin merkezi olduğu gibi hala çok daha iyi bir performans gösterecek potansiyele sahip bir şehir. İstanbul’un ticaret hayatına ilişkin daha pek çok yazıya İDP Kataloğundan ulaşabilirsiniz.