Hayalleri Gerçekleştirenler: Editörler 2

Soruşturma: Kevser Rabia Mumcuoğlu

Editörlüğe daha yakından irdelemek için yaptığımız soruşturmamızın ilk bölümünde editörlük mesleğine dair sorular ile editörün yayınevindeki rolünü ve kitap üzerindeki konumunu anlamaya dair sorulara yanıtlar aramıştık. Soruşturmamızın ikinci bölümünde ise editörlerimize okurluk ile editörlük arasındaki ilişkiyi ve bir editör olarak rutin çalışma hayatlarını sorduk.

Bütünüyle kitaplar etrafında çerçevelenmiş olan editörlük mesleğinde okumanın önemini vurgulamaya gerek yoktur sanıyoruz. Ancak iyi bir okurluğun editörlük mesleğine etkilerini merak ederek editörlerimize okurluk ve editörlük arasındaki ilişkiyi de sorduk. Editörlerimize yönelttiğimiz son soru ise onların çalışma rutinlerine dair oldu. Editörlüğe yakinen aşina olmayanlar ve editörlüğü kitap okuyup kitapların yazım hatalarını düzeltmekten ibaret zannedenlerin sahip oldukları ön yargıları kırıp editörlüğü genel hatlarıyla tanıtabilmek adına yaptığımız bu çalışmanın ikinci kısmını da umuyoruz keyifle okursunuz.

İyi bir okurluk ile iyi bir editörlük arasında bir bağ kurabilir miyiz? 

  • Doğukan İşler: 
Doğukan İşler – Turkuaz
Kitap Editörü

Elbette iyi bir okur, iyi bir araştırmacı, gerekli ya da gereksiz tüm bilgileri (ki biz editörler buna “gereksiz” değil, “elbet bir gün gerekli olacak bilgi” demeyi yeğ tutarız) bilen ya da en azından nereden veya kimden, hangi kaynaktan öğrenmesi gerektiğini bilen kişi olmalıdır editör. Hem dil hassasiyeti, hem farklı üsluplara aşinalık, tür bilgisi, katmanlı metinleri alımlama vb. sayabileceğimiz birçok konuda hocası kitaplar olacaktır. Hatta sadece metin bazında değil, bir kitabın neden o ebatta basıldığı, metnin neden o font ve puntoda dizildiğini, kâğıt tercihinden kapak tasarımı tercihine kadar birçok neden/sonuç ilişkisini gözlemlemek adına, bir nesne olarak da kitaplara daima yakın olması gerekir.

  • Yusuf Temizcan
Yusuf Temizcan – İLEM
Yayınları Genel Yayın
Yönetmeni

İyi okurluk elbette çok okumak, her şeyi okumak-bilmekle ilgili bir şey değil. İyi okurluk iyi metinden anlamakla ilgili. Bu da sanıyorum zamanla gelişen bir meleke. Neyle çok haşır neşir oluyorsanız, neye tutkuyla bağlanıyorsanız bir süre sonra o şeye dair sizde ister istemez bir meleke oluşuyor. Editörlüğün okulu, kursu olmadığı için (online kurslar var elbette biliyorum ancak o kurslar sadece editörlüğe giriş yapabilirler, genel bir çerçeve çizebilirler, daha ötesi usta-çırak ilişkisiyle uzun yıllar alan bir süreçtir) bu tür melekeler kesbetmekle ve tabii işin ehlinden el almakla mümkün.

“Editör olmak her yiğidin harcı değil ama çok zevkli bir iştir. Bu işlerle uğraşıp da pişman olan, farklı sektörlere geçen hiç görmedim. Belki de başka bir şey yapamaz olmuşlardır, kim bilir.”

İyi okur seçicidir. Abur cuburla değil spesifik alanlarla ilgilenir. Derin okumalar yapmaya çalışır. Yazar tanır, yayınevi tanır. Dünyadaki trendleri bilir. Tasarımdan anlar. Bunlar kuşkusuz editörlüğü de besleyen şeylerdir. İyi okur bir metnin nerede bitmesi gerektiğini bilir. Fazlalıkları atmanın da yazarlığın bir parçası olduğunu görür. 

Editör olmak her yiğidin harcı değil ama çok zevkli bir iştir. Bu işlerle uğraşıp da pişman olan, farklı sektörlere geçen hiç görmedim. Belki de başka bir şey yapamaz olmuşlardır, kim bilir.

  • İslam Dalp:
İslam Dalp – Ketebe Yayınları Şef Editör

Okurluğun tek bir biçimi olduğunu düşünüyoruz çoğu zaman. Nitelikli eserlere yönelen kişileri kast ederek “iyi okur” tanımlaması yapmayı tercih ediyoruz. Mesele bu kadar basit değil. Söz gelimi lise veya ortaokul düzeyinde bir romanı okuyan öğrenci ile edebiyat fakültesinde aynı kitabı okuyan bir akademisyen arasında nasıl bir fark vardır? Biri az keyif alırken, diğeri çok mu keyif alıyordur aradaki yaş farkı veya okuma deneyimi sebebiyle? Mesele keyif değil.

Bir meslek olarak okurluk diye bir şey yok. Ancak okuma ile doğrudan ilişkili bazı meslekler var. Her mesleğin de kendine has profesyonel okuma biçimleri var. Akademisyenin okuma biçimi analize, bağlantı kurmaya, derinleştirmeye odaklanır mesela. Ama editör daha farklı okuma biçimlerine ihtiyaç duyar. Kitapçı gezer, kapakları okur, arka kapak metinlerine göz gezdirir, iç tasarım mimarisine göz atar. İnternette gezinir, yeni çıkanları inceler, satış grafiklerine göz gezdirir. Kütüphaneye gittiğinde kitaplara göz gezdirir, eline alıp karıştırır. Tüm bunlar bir harita oluşturmayla, kayıt altına almayla ilgili şeylerdir. Bu tür bir tarama yapmayı öğrenir zamanla, bazıları da farkında olmadan edinir bu beceriyi. Piyasa okumasıdır bu; kim ne yazmış, hangi dönem yayımlanmış, ne kadar satmış, içeriği üç aşağı beş yukarı ne gibi soruları içerir. Bu dikkat sebebiyle önüne gelen kitaplaşmamış başvuru dosyasının kimden esinlendiğini, orijinal olup olmadığını, yayımlanıp yayımlanmayacağını, hangi kitaplarla yan yana duracağını, hangi rafta duracağını, kapağının nasıl olması gerektiğini vs. anlayabilir bir editör.

“Her mesleğin de kendine has profesyonel okuma biçimleri var. Akademisyenin okuma biçimi analize, bağlantı kurmaya, derinleştirmeye odaklanır mesela. Ama editör daha farklı okuma biçimlerine ihtiyaç duyar. Kitapçı gezer, kapakları okur, arka kapak metinlerine göz gezdirir, iç tasarım mimarisine göz atar. İnternette gezinir, yeni çıkanları inceler, satış grafiklerine göz gezdirir. Kütüphaneye gittiğinde kitaplara göz gezdirir, eline alıp karıştırır.

Uzatmayalım, iyi bir editör, kendi alanı için ihtiyaç duyulan beceriler açısından “iyi bir okur”dur elbette. Belki soruyu değiştirerek sorarsak daha anlamlı olabilir: Hangi tip okuma tarzına sahip olan okurlar editörlük yapmaya, editör olmaya daha yatkındırlar? – cevabı hemen yukarıda.

  • Hamit Kardaş: 
Hamit Kardaş – Yazar, Editör

Bir kişinin iyi bir editör olması için öncelikle iyi bir okur olması şarttır. Okumayı sevmeyen, bir metni en ince ayrıntısına inerek okuyamayan birinin editörlük yapması mümkün değildir. Editörün kendisini sürekli geliştirmesi için sürekli okuması ve iyi okurlarla fikir alışverişi yapması gerekir.

Kitap editörlerinin en büyük şanssızlığı ve diğer okuyuculardan farkı işi gereği kitap okumalarıdır. Diğer insanlar güzel vakit geçirmek, bilgi edinmek veya akademik kariyer için kitap okurken editör geçimini temin etmek için okumak zorundadır.

“Okumayı sevmeyen, bir metni en ince ayrıntısına inerek okuyamayan birinin editörlük yapması mümkün değildir.”

Rutin bir çalışma gününüzü anlatabilir misiniz? 

  • Selahattin Özpalabıyıklar:
Selahattin Özpalabıyıklar – Yazar, Çevirmen ve Editör

Bir süredir bir yayınevine bağlı olarak çalışmıyorum, çeşitli yayınevleri için serbest editörlük yapıyorum. O yüzden her günüm “çalışma günü”. Dolayısıyla sabah (siz öğlen anlayın*) kalkar kalkmaz bilgisayarımı açıyorum. Ara ara sosyal medyada da oyalanarak elimdeki hepsi yarım işlere bakıyorum. Çoğu “perakende” yani “parça başı”, tekil, kimisi de “blok” yani kitap bütünlüğünde işler bunlar. İçlerinde telif de var çeviri de. Arada editörlükler de var. Ben biraz (“Biraz mı, ne birazı!” diyecek hemen beni tanıyanlar) maymun iştahlıyımdır. O yüzden, işten işe geçerek çalışmak iyi geliyor bana. Öte yandan, buna rağmen odaklanma sorunum da yok denebilir: Yayınevlerinde çalışırken, iş arkadaşlarım “Sen nasıl bir insansın: Yanına bir misafirin geldiğinde bir an önce gitmesini ister gibi davranıyorsun, kovmaktan beter ediyorsun!” derlerdi. Kendimi işe kaptırma düzeyim de hiç fena değildir yani.

*Eskiden beri insanlar uyku ve çalışma düzeni açısından ikiye ayrılır diye düşünürdüm, sonradan bunun bilimsel denebilecek bir temeli olduğunu öğrendim: Tavuklar ve yarasalar. Erken yatıp erken kalkan ve daha çok gündüz verimli olanlar ile geç yatıp geç kalkan ve daha çok gece verimli olanlar. Ben yarasayım. O yüzden sabah yerine öğlen kalkıyorum.

  • Gökçe Özder
Gökçe Özder – Yazar, Editör

Pandemi ve serbest çalışma düzeni rutinlerimizi biraz bozdu sanıyorum ki. Fakat değişmeyen bazı şeyler elbette var. Sabah bilgisayar başına geçtiğimde ilk iş e-postalarımı kontrol ederim. Bu hem kişisel hem de iş postam için geçerlidir. Cevaplanması gereken postaları cevaplamak çoğunlukla yaptığım ilk iş olur. O gün yapılmasını planladığım diğer işleri mutlaka önceden belirlemişimdir. Yani metin mi yazılacak, gelen metinler mi düzeltilecek, hangi işe öncelik verilip hangisi öteye atılacak hepsi bellidir. Buna bağlı olarak işlerimi hallederim. Bir yandan da sık sık e-postamı kontrol ederim. Mesai saatleri içinde aktif iletişimi oradan sağlamak söz konusu çünkü. Özellikle metin yazdığım günlerin iletişim trafiğinin az olduğu günlere denk gelmesine dikkat ederim ki birkaç saat aralıksız tam olarak odaklanarak metin yazabileyim. Bunun dışında aktüel bir iş yaptığım için ayın bazı günleri insanlarla daha yoğun iletişim halinde olmam gerekir. Bugünlerde ise çoğunlukla bilgisayar başında bile olmadan grafik tasarımcı, sanat yönetmeni vb. yanında metinle alakalı düzeltmeleri yapacak şekilde yer alırım. Bir kitap editöründen farklı olarak rutinlerim birkaç günde bir değişiklik gösterir. Benim yaptığım iş kimi zaman yalnız kalmayı kimi zamansa insanlarla daha yoğun iletişim kurmayı gerektirir.

“Benim yaptığım iş kimi zaman yalnız kalmayı kimi zamansa insanlarla daha yoğun iletişim kurmayı gerektirir.”

  • Şener Boztaş
Şener Boztaş – Lejand Kitap Yayın Yönetmeni

Çok sayıda iş kalemi olduğu için bir rutini yakalamam zor olsa da kabaca günü üçe bölerek çalışmaya gayret ediyorum. Güne erken başlıyorum ve o dinç zihinle genelde dosya okuyorum, elimde editasyon veya tashih işi varsa onları yapıyorum. Öğleden akşama kadar sektörle ilgili gelişmeleri takip ediyorum, yazar görüşmeleri, yayın planlaması, ziyaretler gibi yayınevinin ve şirketin yönetsel işleriyle ilgileniyorum. Akşamdan gecenin ilerleyen saatlerine kadar ise dosya taramaları, serbest okumalar, mizanpaj ve tasarım çalışmalarına yönergeler hazırlamak, yapılanları kontrol etmek gibi muhtelif işlerle meşgul oluyorum.


EDİTÖRLER

  • Selahattin Özpalabıyıklar: Çeviri editörlüğünün önde gelen isimlerinden olan Selahattin Özpalabıyıklar, 1955 yılında İstanbul’da doğdu. 1980’li yılların başında Evet gazetesinde muhabir ve redaktör olarak çalışan Özpalabıyıklar, Bilgilik Webster (1987-1988) ve Temel Britannica (1988-1991) ansiklopedilerinde yazar, çevirmen ve redaktör olarak görev aldı. 1993-2009 yılları arasında Yapı Kredi Yayınları’nda düzeltmen, editör ve şef editör; sonrasında Doğan Kitap’ta ve Sel Yayıncılık’ta editör olarak çalıştı. İlya Kaminsky’in Sağır Cumhuriyet’i, Emily Dickinson’ın Seçme Şiirler’i, William Blake’in Masumiyet ve Tecrübe Şarkıları ve William Steig’in Asıl Hırsız ve Şrek kitapları, Özpalabıyıklar’ın çevirmenliğini yaparak okura kazandırdığı eserlerden bazılarıdır. Çeviri eserlerin yanı sıra Binbir Gece Masalları ve Altının İktidarı İktidarın Altını gibi editörlüğünü yürüttüğü eserleri ile Göndermeler & Yazı, Yanıt, Söyleşi, Anı yazarı olduğu eserleri ile edebiyatımızın önemli şahsiyetleri arasındadır.
  • Doğukan İşler: Lise yıllarından beri öykü ve şiir yazarak ve bu yazıları çeşitli edebiyat dergilerine göndererek yazın dünyasına erken yaşta atılan Doğukan İşler, çocuk ve gençlik edebiyatının önemli editörlerinden ve yazarlarından biridir. Profesyonel olarak editörlüğe kendi öykü kitaplarının da çıktığı Dedalus Kitap’ta başladı. Küçükçekmece Belediyesi’nin Kültür Sanat Merkezi’nin hazırladığı kitaplarda metin yazarlığı ve editörlük görevlerinde bulundu. Kısa bir süre Hayat Yayınları’nda, daha sonra dört-beş sene Timaş Yayınları’nda çocuk edebiyatı kitaplarının editörlüğünü yapan İşler, şu an Turkuaz Kitap’ta gençlik kitapları editörlüğünü yapmaktadır. Editörlüğünü yürüttüğü kitapların dışında, Astronot Dıgıdık, Yanlış Masalcı Bey Yalnış, Kekeme Hamlet ve Dünya Kiracısı İşler’in yazarı olduğu kitaplardan bazılarıdır.
  • İslam Dalp: Lisans eğitimi süresince ulusal ve uluslararası proje yarışmalarına katılıp dereceler alan İslam Dalp, okul dergisinde yazarak başladığı yazın dünyasında, ulusal dergilerde yayınlanan deneme ve öyküleriyle eserler vermeye devam etti. Boğaziçi Üniversitesi’nde Âşiyan dergisinin kurucu ekibinde yer aldı. 2014-2017 yılları arasında Timaş Yayınları’nda editörlük, 2017-2019 yılları arasında Nihayet dergide 2017 yazından 2019 sonuna kadar yazı işleri şefliği yapan Dalp, şimdi Ketebe yayınları bünyesinde şef editör olarak çalışmaktadır. İslam Dalp’ın Nihayet, Okur ve Cins dergileri dışında birçok edebiyat sitelerinde yazıları yayımlanmaktadır. Ayrıca Heidegger Sarkacı, Allah’a Koşan Genç ve Rüveyda gibi birçok kitabın editörlüğünü yapmıştır. 
  • Şener Boztaş: 1994’te İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden mezun olan Şener Boztaş, mezuniyetinden 2011 yılına değin Risale-i Nur Enstitüsü bünyesinde çalıştı. Başta Köprü olmak üzere muhtelif dergilerde editörlük ve yöneticilik yaptı. İstanbul Düşünce Okulu’nun kurucularından olan ve Lejand Kitap’ın yayın yönetmenliğini sürdürmekte olan Boztaş, Dünyayı Durduran 60.Gün, Uzun Yürüyüş ve İnsanlar Uyurlar Ölünce Uyanırlar gibi birçok kitabın editörlüğünü yapmıştır.
  • Gökçe Özder: 1992 yılında İstanbul’da doğan Gökçe Özder, lisans ve yüksek lisans eğitimini Türk Dili ve Edebiyatı alanında tamamladı. 2015-2019 yılları arasında TRT Çocuk Dergisi’nde editör ve editör yardımcısı olarak çalıştı. 2010 yılından beri çeşitli dergilerde öykü, eleştiri, makale gibi türlerde yazılar yayımlamaktadır. Özder’in en bilinen eserlerinden biri yayına hazırlamış olduğu, Büyüyen Ay Yayınları’ndan çıkan Okuma Hazinesi kitabıdır.
  • Yusuf Temizcan: 1990’da Konya’da doğdu. Sakarya Üniversitesi Sosyoloji Bölümü mezunu, aynı bölümde yüksek lisans eğitimi aldı. İstanbul Üniversitesi’nde akademik çalışmaları devam ediyor. Sakarya’da Serdivan Fikir Sanat Akademisi’nin kuruluşunda yer aldı, çeşitli eğitim ve kültür sanat faaliyetlerinin koordinasyonu ile ilgilendi. Aynı yerde yöneticilik yaptı. Çeşitli dergilerin editörlüğüyle ilgilendi, farklı dergilerde yazıları yayınlandı ayrıca radyo ve TV programları hazırlayıp sundu. Genç Derneği’nde Okur Dergisi ve Aşina Kitap’ın editörlüğü ile ilgilendi, akademik faaliyetlerin organizasyonunu üstlendi. “Muhsin Kıvamında Yaşamak: Abdullah Tivnikli” kitabı Aşina etiketiyle 2018’de çıktı. İlmi Etüdler Derneği’nde (İLEM) Genel Sekreterlik ve İLEM Yayınları Genel Yayın Yönetmenliği vazifelerini ifa ediyor. Evli ve kız babası.
  • Hamit Kardaş: Üniversite eğitimini İstanbul’da alan Hamit Kardaş, çeşitli sivil toplum kuruluşlarında çalıştıktan sonra Dünya Bülteni’nde editör, haber müdürü ve yazı işleri müdürü olarak görev aldı. Akif Emre tarafından kurulan haberiyat.com’un yazı işleri müdürlüğünü yürüttü. Editörlüğün yanı sıra Kardaş ayrıca Okur, Arka Kapak Dergisi gibi muhtelif dergilerde yazılarını yayınlamaktadır.
Leave a Comment