Kur’an’ın Dört Temel Terimi – Mevdudî
Kur’an’ın Dört Temel Terimi, Ebu’l-A’la el-Mevdudi, çev. Mahmud Osmanoğlu, Özgün Yayıncılık, İstanbul, 2001, 144 s.
İslam dinine göre, İslam dinine müntesip olmanın altı şartı vardır. Bu altı şarttan biri de Allah’ın emir ve yasaklarının bildirildiği, kulların yapması gereken görevlerin öğretildiği, genel ahlak öğretilerinin yer aldığı kitaplara inanmak şartıdır. Peygamberler tarihi boyunca çeşitli peygamberlere kitaplar veya sahifeler Allah tarafından vahy yoluyla bildirilmiştir.
İslam ümmetine de Hz. Muhammed’e ( sallahu aleyhi ve selem) vahyedilen Kuran-ı Kerim, son ilahi kitap olarak indirilmiştir. İslam dinine iman etmek; Allahtan başka ilah olmadığına, Hz. Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna ve Resul’ün Allahtan getirdiklerini kalp ile onaylama, dil ile tasdik etmek anlamını taşımaktadır. İslam iman silsilesindeki katmanlardan biri olan kitaplara iman etme, muhteva olarak farklı başlıkları bünyesinde barındırmaktadır. Son ve evrensel kitap Kuran’a iman etmek aynı zamanda Kuran’ın nüzulünden evvel inmiş diğer İlahi tasdikli kitapların varlığına iman etmeyi de gerekli kılmaktadır. İslam dairesine giriş yapabilmek için ilahi kitapların varlığını onaylamak zorunda olan bir müslümanın asli vazifesi; kendi hayatına nizam vereceği, hayat yolundan İlahi ödül yurdu cennet istikametine göre çizeceği rotayı hesaplayacağı yegâne rehberi Kuran-ı Kerim’i tanımasıdır. Ayrıca bir Müslüman İlahi rehberinin mana ve mefhumlarına vakıf olmak ve Furkan-ı Kerimi idrak etme yükümlülüğündedir.
Seyyid Ebu’l-A’la el-Mevdudi tarafından kaleme alınan Kur’an’ın Dört Temel Terimi isimli eser, İslam inancını benimseyip İslam ümmeti sıfatını taşıyan bireylerin Kuran istikameti üzerine yol almaları amacıyla yazılmıştır. Yazara göre Kur’an terminolojisinde mühim bir yer teşkil eden İlah, Rab, İbadet ve Din; her bir Müslümanın anlamlarını sahih ve mükemmel olarak anlamak zorunda oldukları kavramlardır. İlah ve Rab kavramlarının muhtevasına sahip olmayan bir Müslüman, sentetik bir imana sahip olacaktır. Mevdudi’nin bakış açısına göre dinin isnat olduğu temellere vakıf olmayan Müslümanın nazarında Kur’an, anlaşılmaz ve amel edilemez bir hale gelecektir.
Dört temel terimin önemi ve temel kavramların yanlış anlaşılması halinde ortaya çıkacak hadiselerin kaleme alındığı giriş bölümüyle başlayan eser dört kavramın dört farklı başlıklar halinde incelenmesiyle devam etmektedir. İlk olarak İlah kavramının ele alındığı birinci bölümde; ihtiyaçları gören, himaye eden, yücelik ve üstünlüğe sahip, egemenlik ve otoritenin yegâne sahibi olduğu belirtilmektedir. Kuran’ı Kerimden paylaşılan örneklerle İslamiyet öncesinde cahiliye devrinin insanlarının İlah tasavvurları ayetler örnekleminde okuyucu ile paylaşılmaktadır. Bu bölümde okuyucunun dikkatine sunulan bir diğer husus da; İlahın eşinin veyahut ortağının olmadığının belirtilerek, otoritesinin mutlak olduğunun belirtilmesidir. Eserde ikinci bölüm Rab kavramının incelenmesinden oluşmaktadır. Arapça gramerinde Rab kavramın; üstünlük, liderlik, malik olma ve efendilik anlamlarına geldiği belirtilmektedir. Eserin Rab bahsinde dikkat çeken husus, Rab konusunun yorumlanması ve içselleştirilmesi hususunda bazı kavimlerin nasıl yanlış ve sonu felaketle biten yorumlamalarda bulunulduğunun ayetler örnekleminde okuyucuya sunulmasıdır. Son ilahi mesajı muhteva eden Kuran’ı Kerim’in örneklemesiyle çeşitli peygamberlerin kavimleri, atalarının dini üzerine yaşadıkları bir inanç sistemini kabul ettiklerini iddia etmiş, Rab olarak Allah’ı kabul ettiklerini lakin siyasi, sosyal ve genel olarak gündelik yaşam ve zevk standartlarının nüfuzuna Allah’ı karıştırmadan kendi nefisleri ve ananelerden oluşan bir yaşamı süreceklerini ifade etmişlerdir. Kuran’ın çağrısının, Allah’ın ilahlık ve rablik alanındaki otoritesinin mutlak manada kavranması gerektiğinin belirtildiği eserdeki ikinci bölüm; günümüz Müslümanlarının pek çok sosyal alanda kotardıkları işlerde kendilerini sorgulamaları gerektiği gerçeğini de okuyucuya sunmaktadır. Kitaptaki üçüncü bölüm İbadet kavramını ele almaktadır. İslam inancına dahil olmuş bireyin Rabbine kul, İlahına ibadet adı altında boyun eğerek, acziyetini sunması gerektiği belirtilmektedir eserde. Kuran’ın çağrısının ve davetinin ibadet eksenindeki tüm davranışların salt Allah’a yapılması gerektiği gerçeği sunulmaktadır. Kitaptaki dördüncü ve son bölümde Din kavramı incelenmektedir. Kuran’ı Kerimde din kavramı; İlaha boyun eğen kimsenin ortaya koyduğu itaat, tapınma ve kulluk anlamlarında kullanılmaktadır. Ayrıca din kavramı, hayat ekseninde itaat edilen, sınırlarına uyulan kanunlar olarak da tanımlanmaktadır. Eser de kullar tarafından üretilen ve geliştirilen sistemlerin hiçbir şekilde din kavramın bir alternatifi olamayacağı da vurgulanmaktadır.
Seyyid Ebu’l-A’la el-Mevdudi tarafından kaleme alınan Kur’an’ın Dört Temel Terimi’nde kavramların yer aldığı bölümler kavramların Arapça dil hazinesinde hangi kullanımlara karşılık geldiğinin gösterilmesiyle başlamaktadır. Bu hususun da Arapça bilmeyen veyahut Arapçayı anlama konusunda yeterli bilgiye sahip olmayan okuyucuların eserin bu bölümlerinde kaliteli bir okuma yapamayacağı veya yeterli istifadeyi sağlayamayacağı kanaatindeyim. Kavramların ayetler ışığında izah edilmesi de küçük ölçekli bir meal okuması yapılmasını okuyucuya şart koşmaktadır.