Mesele Program Öğrenmek midir?
Yazar: Ümit Güneş
Artan teknoloji çeşitliliği sayesinde yeni programlar öğrenme günümüzde yaygın bir furya haline geldi. Bu furya ile tam olarak ne işimize yarayacağını bilmediğimiz bir sürü programı öğrenip duruyoruz. Bazen bunlar için tonlarca para veriyoruz; çoğu zaman ise en önemli değerimiz olan zamanımız bunları öğrenelim derken akıp gidiyor. Birçoğunu kullanmaya bile fırsat bulamadan unutup gidiyoruz. Genelde “havalı” bir programın ismini duyup ardına takılıyoruz. Gerçekten yeni bir program öğrenmedeki adımlar neler olmalıdır? Bu yazımda sizlerle bunu paylaşacağım.
Yaklaşık 10 yıldır özellikle akademik alanda sayısız program eğitimi verdim, vermeye de devam emekteyim. Bu program eğitimlerine katılanlar çoğu zaman yüksek lisans ve doktora yapmakta olan sosyal bilimciler. Program eğitimlerini verirken ilk önce herkesin anlattığım programları kesinlikle bilmesi gerektiğini; onların için bu programların akademik hayatı için hayati öneme sahip olduğunu düşünüyordum. Yıllar geçtikçe meselenin aslında bir program (alet) öğrenmek değil daha temelde yatan başka problemleri çözebilmek olduğunu keşfettim.
Öncelikle, özellikle sosyal medya gibi mecralarda teknolojiyi delicesine tüketiyor olsak da aslında en önemli işlerimizi yaparken kullandığımız programlarda hiç de mahir olmadığımızı kolayca görebiliriz. Bunun sebebi teknoloji üzerine çok fazla kafa yormamamız ve işimizi gördüğü kadarını kullanıp geçme modunda olmamızdır. Ya “Fazla teknoloji bizi bozar.” tavrıyla muhafazakâr bir refleksle ya da aslında bu meseleler üzerinde nasıl düşünülür kültüründen gelmediğimiz için teknolojiden uzak duruyoruz.
Bu noktada bahsettiğim meselelerden kaynaklı problemleri çözebilmek için verdiğim program eğitimlerde kullandığım yaklaşımları aşağıda paylaşıyorum.
Öncelikle, program eğitimlerinde katılımcılardan öğrenmeye çalıştıkları programı gerçekten neden öğrenmek istedikleri sorusunun cevabını bulmalarını bekliyorum. Program eğitimimine başvuranlara kısa ve bilgilendirici videolar yollayarak onların programın tam olarak ne işe yaradığını öğrenmelerini sağlıyorum. Bu bilgileri gönderdikten sonra katılımcılara hangi alanlarda çalıştıklarına ve bu programı hangi amaç için kullanacaklarına dair yazılı sorular soruyorum. Böylelikle katılımcılardan program eğitimine gelmeden bir programdan ne beklediklerini öğrenmiş oluyorum. Bu bana program eğitimini nasıl bir yönde ve seviyede vermem gerektiği konusunda bilgi sağlıyor. Dolayısıyla katılımcıların seviyesine uygun materyalleri ve program eğitimine hazırlamış oluyorum.
Katılımcılar için anlatılan bilgilerin soyut bilgilerden somut bilgilere doğru evrilmesini sağlıyorum. Örnek vermek gerekirse, katılımcıların çoğu için kod (coding) kavramı korkutucu bir ifade çünkü kendilerine yazılımcıların kullanmış olduğu ve kodlama anlamına gelen coding kavramını çağrıştırmakta. Bunun yerine ben kod kavramını değil, aslında etiket (tag) ya da anahtar kelime (keyword) kavramlarını düşünmeleri gerektiğini söylüyorum. Böyle yaptığımda yapılan işlemleri daha rahat anladıklarını görüyorum.
Katılımcıların bol bol pratik yapmalarını sağlamaya çalışıyorum. Bu tarz program eğitimleri sözel kaldığı zaman çok hızlı bir şekilde unutulacak öğrenimlerdir. Daha kalıcı olması için program eğitiminde onlar için hazırlamış olduğum dosyaları kendilerine göndererek onların üzerinde çalışmalarını sağlıyorum. Hatta benim verdiğim örneklerden sonra kendi işlerinde kullandıkları dosyalarla uygulama yapmalarını sağlıyorum. Çünkü kendi dosyalarını kullandıklarında öğrenme faaliyetinin daha verimli olduğu gözlemlerim arasında.
Aslında programların ara yüzleri ve modülleri hemen hemen ortaktır. Dolayısıyla katılımcılara yeni bir program anlatırken en iyi bildikleri (daha doğrusu bildiklerini düşündükleri) program olan MS Word ekranları ya da modülleri ile bağlantı kurmaya çalışıyorum. Böylelikle katılımcıların programa adapte olmalarının daha kolay olduğunu gözlemledim.
Program eğitimlerinde tek tek tüm özellikleri anlatmak yerine programın arka planında yatan mantığı anlatmaya çalışıyorum. Çünkü bir özelliğin nasıl kullanılacağı çok çabuk bir yerlerden bulunabilirken (Google it!) bunun neden bu şekilde çalıştığı gibi aslında kavranması çok kolay olmayan temel bilgilerin daha faydalı olacağını düşünüyorum. Bu temel bilgileri kavrayan bir katılımcı program hakkında istediği herhangi bir özelliğin nasıl kullanılacağı bilgisini de kolayca öğrenebilmektedir.
Yukarıda vurgulanan tüm bu önemli hususlardan sonra katılımcılara programın tüm özellikleri kapsamlı olarak gösterilmekte; yaptıkları çalışmada kendilerine ne denli bir fayda (zaman ve kolaylık) sunacağı ifade edilmektedir.