Dervişin Vakit Tasavvuru
Dervişin Vakit Tasavvuru, Bilal Kemikli, 30 Ekim 2015 Cuma, 18.00
İlmi Etüdler Derneği tarafından 2015-2016 eğitim yılında gerçekleştirilmesi planlanan “Gönül Sohbetleri”nin ilki Bilal Kemikli Hoca ile Dervişin Vakit Tasavvuruna Dair başlıklı konuşması ile gerçekleşti. İlmi bir konferanstan ziyade, tecrübelerle yoğrulmuş bilginin ilimle uğraşan gençlere verilmesi niteliğindeydi. Zaman kavramının modern algısı ile başlayan Kemikli, dervişin vakit tasavvuruna dair temel beş kavramı, beyitlerle ve tecrübeleri ile anlattı. Program Kur’an tilaveti ile başladı ve eğitim komisyonu başkanı Abdülkadir Macit programın açılışını yaptı.
Bilal Kemikli, dervişin ilim yolundaki manevi seyr-i sülukunda geçirdiği bazı evreler olarak tanımladığı beş temel kavramdan bahsetmeden evvel, zamanın modern telakkisi ve bu telakkiye ilişkin kavramlara değindi. “Zaman planlaması”, “boş zaman sosyolojisi” gibi modern kavramların, İslam medeniyet havzasında bulunmadığına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bir araştırmasında işleri öncelik sırasına koyarak tasniflediğini ve bu minvalde Türkiye’deki zaman tasarrufunu değerlendirdi ve zaman planlamasının ilim talebeleri için bir ihtiyaç olduğunu belirterek tavsiyelerde bulundu. Daha sonra dervişin toplum tarafından algısındaki değişikliğe\bozulmaya değindi. Dervişin tembelliğe indirgenmesini, dervişliğin manastır hayatı olarak algılanmasını eleştirdi.
İrfan hayatımızdaki temel iki gayeden bahsetti. Bunlardan birincisini yapılması gereken en güzel şeyle meşgul olmak veya kulun kulluğunu yapması olarak tanımladı. İkincisi ise meşgalelerimizde masivalardan uzak durmamız gerektiği üzerinedir. Burada ‘masiva’ kavramını bizi meşguliyetimizden alıkoyan her şey olarak tanımladı. Ayrıca Kemikli, zamanın gayelerini bu şekilde telakki eden sufilerin değişimi insanın bizatihi kendini değiştirmesi olarak algıladığına da değindi.
Bilal Kemikli Hoca beş temel kavramdan ilkini ibn’ül vakt, talibin\salikin içinde bulunduğu zamanın gerektirdiği şeyi en güzel şekilde yapmak olarak tanımladı. Bunun bir ilim talebesinin İslam’ın tevhid ilkesi uyarınca yaşaması gerektiğini söylerken, ibn’ül vakt olan insanın kabz ve bast diye adlandırılabilecek iki türlü ruh hali olduğunu, bunlardan birincisi ruhun daralması ve ikincisi ruhun açılması demek olduğunu belirtti. Dervişin vakit tasavvuruna dair ikinci kavram ebu’l vakt’tı. Kelime anlamı “vaktin babası olmak” olan bu kavramı Kemikli, farklı şekillerde tanımladı. Zamanın içinde kaybolan değil, verili zamanı en iyi idare edebilen insan anlamına gelen ebu’l vakt aynı zamanda yapıp ettiklerini zamanda kalıcı kılabilen insan anlamına da gelir. Kemikli üçüncü kavramın, an-i daimi, İbn’ül Arabi’den aldığımız bir kavram olduğunu söyler. Zaman demek İbn’ül Arabi’de an demektir ve an-i daimi mutlak anın farkına varmaktır. Ayrıca Kemikli, bu kavramı bir anlık nefesin kıymetini bilmek manasında da açıklar.
Dördüncü kavram vukuf-u zamani, vakfe kelimesinden gelir ve “durmak”, “duruş” manalarına gelir. Bu minvalde Hoca, vukuf-u zamaniyi halden hale geçerken durulması gereken zaman olarak tanımladı. Bu duruş düşünmek anlamındadır ve kendimizin farkına varmak olarak yorumlanabilir.
Son olarak Kemikli, huş der dem kavramı üzerinde durdu. Her nefeste müteyakkız olmak manasına gelir. Müteyakkız olmak uyanık olmak, gaflet halinde olmamak demektir. Hoca, huş der dem kavramını “bize gafletten kurtulmayı gösterir.” diyerek kavramın dervişteki etkisinden bahsetti.