Sorumluluk Bilinci (Kendine, Âleme, Rabb’ine Karşı)
Değerlendiren: Adem Pervan
Sorumluluk Bilinci (Kendine, Âleme, Rabb’ine Karşı), Abdülkadir Macit, 12 Şubat 2016 Cuma
İlem’in düzenlemiş olduğu ara dönem kampında Yrd. Dç. Dr. Abdülkadir MACİT Hocamız kampa katılan kademe öğrencilerine “Sorumluluk Bilinci” adlı sunumlarını gerçekleştirmişlerdir.
Macit, birbirlerinden farklı inançların, coğrafyaların, medeniyetlerin ve devletlerin Allah’a, aleme ve insana yönelik bakış açılarının birbirlerinden ayrılmasını sağlayan temel bir mevzunun var olduğunu gerekli örneklerle açıklayarak sunumuna başlamıştır.
Bu sunumda Macit, gerekli açıklamaları yaptıktan sonra bu konuyu daha çok İslam özelinden ele alarak sorumluluk kavramının temel kavram olarak ortaya çıktığını ve bunun sebeplerini yine gerekli örneklerle açıklayarak sorumluluk kavramını “Kendine, Âleme ve Rabbine” karşı olarak üç başlık altında sınıflandırmıştır. Bu genel girizgahtan sonra Macit, konuyu başlıklar üzerinden yola çıkarak izah etmiştir.
Birinci başlıkta, insanın kendisine karşı sorumluluğunda, kalbin mihenk taşı olduğunu şu hadis çerçevesinde izah etmiştir: “İnsan vücudunda öyle bir organ var ki, o organ sağlam ve istikamet üzere olursa, bütün beden istikamet üzere olur ama o organ sağlam olmaz ise bütün sistem o organın olumsuzluğu üzerine kurgulanır.” Efendimiz bu organı kalp olarak ifade ediyor. Kalbin mihenk taşı olmasının sebebini ise özetle “Rabbimizin her şeye bir merkez tayin ettiği gibi insanın da merkezinin kalp olduğunu görüyoruz.” diyerek izah etmiştir.
Macit, kendimize karşı sorumluluğumuzun bozulmasını veyahut korunmasını sağlayan bazı hususlardan da gerekli açıklamaları yaparak bahsetmiş ve kendimize karşı sorumluluk başlığını sonlandırmıştır. Bu hususlar ise; arkadaş, karşı cinsle ilişkiler, sağlık, zaman, iletişim araçları, eğlence ve uyku.
İkinci başlıkta, insanın âleme karşı sorumluluğunda, emr-i bi’l maruf nehy-i anil münker’in ehemmiyet teşkil ettiğinden bahsetmiştir. İnsanın sadece kendisi için yaşayamayacağını, kendisi için istemediğini bir başkası içinde isteyemeyeceğini, ahiret yolunda karanlıkta olan bir insanın aydınlığa kavuşması için gayret sarf etmesi gerektiğini ve bu gayret ve niyetlerin nasıl sonuçlandığını Yasin suresinde bahsi geçen genç bir kişi üzerinden, sahabelerin hayatındaki olaylardan ve önder şahsiyetlerin hayatlarından örnekler vererek daha açık ve anlaşılır bir şekilde pekiştirerek izah etmiştir.
Son olarak üçüncü başlıkta, insanın kendine ve âleme karşı duyduğu sorumluluğun ana kaynağının, insanın Rabbine karşı duyduğu sorumluluk olduğunu ilave etmiştir. İnsanın Rabbine karşı sorumluluğunun; onu tanımak, bilmek ve iman etmek noktasından yola çıkarak hayatını ibadetleştirmesi gerektiğini belirtmiştir.
Macit, insanın Rabbine karşı sorumluluğunda; doğru ile yanlışı, güzel ile çirkini, iyi ile kötüyü, adalet ile zulmü vb. zıtlıkları ayırabilme meziyetinin sağlam olabilmesi hasebiyle ilim ile meşguliyetin faziletinden söz etmiştir.
Tabi bu meziyetlerin sağlıklı bir şekilde fayda sağlayabilmesi için insanın teşkilatlanarak çalışmalarını sürdürmesi gerektiğinin altını çizmiştir. Çünkü, insan ne kadar ilim sahibi olursa olsun, ne kadar güçlü olursa olsun, tek başına kaldığı müddetçe etkisiz olacaktır. İlmin ve teşkilatlanmanın insanın kendine, aleme ve Rabbine karşı sorumluluğunda en önemli etkenlerin başında gelmektedir.
Macit, tüm bu sorumluluk bilincinden yola çıkarak insanın kendine, âleme ve Rabbine karşı duyduğu sorumluluğun, vefasını ve içinde bulunduğu nimetinin kadrini bilmesi gerektiğinin önemli olduğundan bahsederek sunumunu bitirmiştir.