Filistin Toprak Sattı mı?

Yazar: Hatice Uysal

“Filistinliler, açgözlü dedelerinin sattıkları topraklar üzerine kurulmuş İsrail’e intihar saldırısı yaptı.”

7 Ekimde İsrail’in Filistin’e başlattığı saldırıların ilk günlerinde Twitter (X) platformu üzerinden Türkiye’de tanınmış bir fenomenin paylaşmış olduğu bu ifadelerin [i], kamuoyunda hiç de azımsanamayacak bir kesimin kanaatini yansıttığını biliyoruz.

Bu ifadelerin yalnızca halk arasında yaygın bir kanı değil, eğitimli kesimde de destekçileri olan bir görüş olduğu; yapılan Dijital Platform programlarında da görülebilmektedir [ii].

Neyse ki, bu ifadelerin gerçekliğini araştırmak ve tespit etmek mevcut imkanlar sayesinde oldukça kolay. Gelin birlikte biraz kaynak araştırması yapalım.

  • Toprakların Osmanlı Dönemindeki Durumu

Mevzubahis toprak satışı olduğu için bakılması gereken ilk yer arşiv belgeleri veya arşiv belgelerine referansla yazılmış kaynaklar. Bu amaçla Balcı (2019) [iii], 2. Uluslararası Osmanlı Coğrafyası Arşiv Kongresi’nde sunmuş olduğu bildirisinde Sultan II. Abdülhamid devrinde Rotschild Ailesi’nin Filistin’de satın aldığı araziler üzerinde durmuştur. Bu makaleyle konuya fazla spesifik bir noktadan giriş yapılmış olmak şöyle dursun, problemin tam merkezinden giriş yapılacaktır.

Mayer Amschel Rotschild (1744-1812)

1797’de tefecilik yaparak zenginliğe kavuşan ilk Rotschild olan Mayer Amschel’in ailenin maddi kurucusu; İngiltere başbakanı Yahudi asıllı Benjamin Disraeli’nin ise manevi kurucusu olduğuna hükmedilir. Disraeli, Siyonist projeleriyle Rotschild ailesine hedef göstermiştir.

  • “Disraeli’nin hayallerine ilişkin olarak yakın çalışma arkadaşı Lord Stanley… Disraeli ile yaptıkları gezinti sonrası günlüğüne şunları kaydetmiştir: Hava çok soğuktu. Genellikle hava değişikliklerine karşı çok hassas olmasına rağmen, bu defa dereceye aldırmayarak planını anlattı. Filistin, dedi, doğal nimetlere sahiptir. Bütün ihtiyacı çalışacak işçiler ve onların korunması. Toprak Türkiye’den satın alınabilir. Para Rotschildlerden ve ileri gelen İbrani kapitalistlerinden gelecek. Türk imparatorluğu iflasın eşiğinde ve gelir sağlamak için her şeye razı olur. Yapılacak şey, toprak üzerindeki haklara sahip kolonilerin kurulması ve güvenliğin teminat altına alınması. Vatandaşlık konusu bunların gerçekleşmesine kadar bekleyebilir… Bunları gerçekleştirilecek yeni Mesih’in ulusunun gerçek kurtarıcısı olacağını söyledi. Disraeli’nin 1851 yılında arkadaşına anlattığı bu proje, O’nun rehberliğinde ve ileriki sayfalarda görüleceği üzere yeni Mesih Rotschildlerin basiret dolu mâli ve siyasal tutumları ile bir süre sonra uygulamaya sokulmuştur. Uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi teorilerini altüst edecek bir şekilde, Disraeli’nin hayali, yüz yıl sonra 1948 tarihinde İsrail devletinin kurulması ile gerçek olmuştur. (s.1089-1090)”
  • Filistin’in İngiliz “Mandası” Yönetimi
Benjamin Disraeli (1804-1881)

1917’de İngiliz işgaline kadar Filistin diye bir idari yapı bulunmamakta, bu bölge Filistin coğrafyası olarak Osmanlıya ait olmaktaydı. Osmanlı imparatorluğunun mali iflasının en büyük dönüm noktalarından biri olan Düyun-ı Umumiye idaresinin kurulmasından sonraki yıldan, 1882’den itibaren Rotschildler, Filistin’in stratejik öneme sahip bölgelerinden 80 bin dönüme yakın arazi satın almışlardır. Dönemin yasalarınca yabancıların toprak almalarına bir mâni olmamakla beraber alınan topraklara muhacir Musevi yerleştirmek yasaktı fakat Rotschild arazileri, Musevi örgütlerinin kullandığı yöntemlerle Filistin’e sokulan Musevilere iskân olunmaktaydı.

  • “Kudüs mutasarrıflığının tespitine göre… Museviler, yeni muhacir getirmeyeceklerine ve iskân etmeyeceklerine dair verdikleri taahhüdü tutmamaktadırlar. Padişah iradesiyle, Musevi göçü yasaklanıncaya kadar bölgeye gelen muhacir sayısı 40 bini aşkındır. Yasaktan sonra gelenlerin mevcudu da idarecilerin söylediğine göre üç-dört yüz aileden ibaret değildir. Musevilerin organizasyonunu, Rotschildlerin vekilleri yapmaktadır. Filistin’e eskiden yerleşmiş Museviler, yasakları hükümsüz bırakmak istemektedirler. Bu meyânda, yabancı Musevileri bölgeye yerleştirmektedirler. Muvazaa ile arazi ve emlâk edinmekte ve bunları muhacirlerin iskânına açmaktadırlar. Kolonizasyonun finansı, Rotschildler tarafından yerine getirilmektedir. (s.1100)”
JCA (Jewish Colonisation Association)

Hükümet Yahudi örgütleri tarafından planlı bir şekilde kolonizasyon amacıyla yapılan arazi alımlarını engellemek ve daha önce satın alınmış arazileri kontrol altına almak için 1898 yılında Rotschildler ve diğer Yahudi kolonilerin elinde bulunan, toplamda 195.680 dönüm olan arazileri listelemiştir. (s.1107) Baron Rotschild’in bu faaliyetlerinin organizasyonunu JCA (Jewish Colonisation Association) yani Yahudi Kolonizasyon Şirketine devretmesi üzerine 1900 yılından itibaren kolonizasyon faaliyetleri belgelere yansımamıştır.

Bu çalışmaya referansla, Siyonist ideallerle toprak satışı faaliyetlerinin başladığı 1882 yılından Osmanlı belgelerinde izinin sürüldüğü son yıl olan 1900 yılına kadar Yahudilerin, kanuni ve kanun dışı yollarla elde edilmiş bir miktar toprakları olduğu; bu toprakların yasadışı yollarla Yahudilere uygun biçimlerde imar edildiği ve Yahudilerin iskân edildiği söylenebilir.

Erkan’a (2015) göre ise Osmanlı yönetiminin yabancıların Osmanlı Devlet’inde mülk ve arazi edinme isteklerini hukuki bir çerçeveye sokup kontrol altına almak amacıyla 1867 yılında Teba‘a-i Ecnebiyyenin Emlak-i İstimlakine dair çıkarmış olduğu nizamnamede, yabancıların önü kesilmek istenirken mezkûr kanunun boşluğundan faydalanan Yahudiler, Filistin’e göç ederek çeşitli yollarla emlak ve arazi edinmişlerdir[iv].

Yahudilerin elde ettikleri toprakları yasal ve yasadışı yollarla elde ettikleri ifade edilmişti. Bu bakımdan, toprakların bir kısmını nasıl elde ettiklerini anlamak için Zekeriya Kurşun’a göre Osmanlı’da toprak düzeni rejimiyle ilgili bir açıklama yapılması ve topraklar nasıl el değiştirdi sorusunun cevabının verilmesi gerekmektedir. Bu bölgenin tâbi olduğu, Anadolu’da da uygulanan toprak rejiminde toprakların önemli bir bölümü vakıf arazilerine aittir ve bunların üzerinde tasarruf hakkı söz konusu değildir. Kurşun, bugün bu topraklar üzerinde yerleşim mekanlarının oluşturulduğunu ifade eder ve sorar: “bunları Filistinliler mi sattı?” (dakika aralığı: 36.50-38.08)[v]. Yasadışı toprak elde etme yöntemlerinde birisi ise sahte isim kullanarak satın almaya çalışmaktır ki hükümet Rothschild Kumpanyası adına satın alınabileceğinden şüphelendiği durumlarda bu satışları engellemiştir (s.130)[vi].

Bouazi (2011), Filistin topraklarının büyük bir kısmının devlet kayıtlarında mîrî ve vakıf arazi olarak geçmekte olduğunu ifade eder. Miri ve özel araziler dışında kalan arazi türleri vakıf arazileri, metruk ve mevat arazilerdir. Filistin’de 19. yüzyılda bunlar bir satış nesnesi olmamış, hukuksuz bir şekilde satılmışsa da devlet bunu engellemek için çabalamıştır (s.55-56).[vii]

 Tellioğlu’nun (2014) “Filistin’e Musevi Göçü” başlıklı çalışmasında, hukuksuz yollarla toprak elde etme bağlamında İsrail devletinin kuruluşunun altyapısı açıklanır.

  • “Yahudi kolonilerinin iskân faaliyetleri …”1897 yılında toplanan Birinci Siyonist Kongresi‘nden sonra planlı ve örgütlü bir hüviyet kazandı ve açıkça Filistin toprakları üzerinde bir Musevi devletinin kurulmasının hedeflendiği deklare edildi. Bu süreçte değişik Musevi gruplar tarafından arazi alımı ve göçü organize etmek için çok sayıda iktisadi ve siyasi örgüt kuruldu. Buna karşılık Osmanlı Devleti göçün yasaklanması, arazi satışlarının engellenmesi gibi tedbirler alma yoluna gitti. Ancak bütün tedbirlere rağmen hile, rüşvet ve baskı yoluyla Musevilere arazi intikallerinin önüne geçilemedi ve 1914 yılına kadar bütün engelleme gayretlerine rağmen kurulan kolonilere binlerce Musevi göçmen iskân edildi. Bu Şekilde 1948 yılında ilan edilecek olan İsrail Devleti‘nin kuruluşunun altyapısı oluşturulmuş oldu[viii].”
BM 181 sayılı paylaşım kararı 1947
  • Birleşmiş Milletler Kararı SonrasındaTopraklar

Siyonist teröristlerin yer kazanma gayesiyle Filistinlileri öldürme hadisesi İsrail kurulmadan önce başlıyor, 1946 da hız kazanıyor. 1947’de İngiltere’nin çekileceğini resmen ilan etmesi üzerine BM’nin 181 sayılı paylaşım kararınca 28 bin kilometre karelik alanın yarısından fazlası Yahudi devletine, kalanı Filistinlilere ayrılıyor.  Yahudiler bu kararın sonrasında alabildiğince geniş toprağı Yahudi devletine katmak için katliamlara başlıyorlar (dakika: 35-36.36)[ix].

Şimdiye kadarki bulgular ışığında Yahudilere toprak satışının gerçekleştiği, bunun yanı sıra Yahudilerin meşru olmayan yollarla da toprak elde etmiş oldukları belgelendi. Celal Şengör’ün, “satılmadı diyenler zır cahillerdir”[x] ifadesinde nereden dayanak sağladığı da açığa çıkmış oldu.

Prof. Dr. Erhan Afyoncu

Öte yandan tarihçi ve Milli Savunma Üniversitesi rektörü Erhan Afyoncu: “Hayatı boyunca konuyla ilgili bir tane bile belge görmemiş kim varsa “Filistinliler, Yahudilere toprak sattı” diye konuşuyor. Yahudiler, Filistin’de Osmanlı yönetiminin bütün yasaklamalarına rağmen, 19. yüzyılın sonlarında hileli yollarla bir miktar toprak satın aldılar. Ancak 1900’de Yahudilerin elindeki 218 bin 170 dönümlük toprak, Filistin’in bütün yüzölçümünün sadece yüzde 0.73’üydü[xi],” ifadeleriyle Şengör’ün yukarıda alıntılanan iddiasını doğrularken, yine Şengör’ün “büyük ölçüde toprak satılmıştır” ifadelerini yalanlamaktadır.

Sadece Erhan Afyoncu değil, Bouazi (2011)[xii] ve Kurşun[xiii] gibi pek çok isim de toprak satışı konusundaki, sayısal ifadeler arasında asgari farklar olmakla beraber, toprak satışının minimal düzeyde olduğunun altını çizmektedir.

Aynı şekilde tarihçi Emrah Safa Gürkan da bu görüşe katılmaktadır ve bu konudaki görüşlerini -mealen- şu şekilde ifade eder: “Çok basit, Google’a yaz yüzdesi çıkar. Bunlar çok bilindik şeyler, yüzde onun altındadır. Hem satmış olsalar ne olacak? Bu, 3 kuşak torunlarının bombalanması için gerekçe teşkil eder mi? Hani suç kişiseldi?

Bilgiye dedektif gibi de ulaşabilirsin, avukat gibi de. Avukat gibi ulaşmaya çalışırsan, işine geleni alırsın [xiv]”.


 [iii] Balcı, S. (2019). Sultan II. Abdulhamid Devrinde Filistin’de Bulunan Rothschıld Arazileri. 2. Uluslararası Osmanlı Coğrafyası Arşiv Kongresi. (Cilt 2). Kongre Bildirileri. Ankara.

[iv] Erkan, A.(2015). Osmanlıların Son Döneminde (1840-1920) Filistin’de Yabancılar İle Yahudilerin Toprak Mülkiyet (doktora tezi). Marmara Üniversitesi Kütüphanelerinden edinilmiştir. (eTez025628). 

[v] TVNET. (15 Ekim 2023). “Filistinliler topraklarını sattı iddiası vicdana sığmaz” Prof. Dr. Zekeriya Kurşun [Video]. Youtube. https://www.youtube.com/watch?v=5kHWh2pHlzk

[vi] Erkan, A. (2015). Osmanlıların Son Döneminde (1840-1920) Filistin’de Yabancılar İle Yahudilerin Toprak Mülkiyet (doktora tezi). Marmara Üniversitesi Kütüphanelerinden edinilmiştir. (eTez025628). 

[vii] Bouazi, İ. (2011). 19. Yüzyılda Filistin’de Arazi Satışları (doktora tezi). Marmara Üniversitesi Kütüphanelerinden edinilmiştir. (eTez020630).

[viii] Tellioğlu, Ö. (2014). Filistine Musevi Göçü (1880 1914) (doktora tezi). İstanbul Üniversitesi.

[ix] Medeniyet TV. (23 Ekim 2023). Gündem Filistin Canlı Yayını Konuğu: Dr. Ahmet Emin DAĞ [Video]. Youtube. https://www.youtube.com/watch?v=WxlXpUBxWvM

[x] Gain, (11 Ekim 2023). Mevzular Açık Mikrofon İlber Ortaylı ve Celal Şengör [Video]. Youtube. https://www.youtube.com/watch?v=mnheSQ48C3k

[xi] Afyoncu, E. (22 Ekim 2023). Hayatı boyunca konuyla ilgili bir tane bile belge görmemiş kim varsa “Filistinliler, Yahudilere toprak sattı” diye konuşuyor. Yahudiler, Filistin’de Osmanlı yönetiminin bütün yasaklamalarına rağmen, 19. yüzyılın sonlarında hileli yollarla bir miktar toprak satın aldılar. Ancak 1900’de Yahudilerin elindeki 218 bin 170 dönümlük toprak, Filistin’in bütün yüzölçümünün sadece yüzde 0.73’üydü. Sabah. https://www.sabah.com.tr/yazarlar/erhan-afyoncu/2023/10/22/filistinde-satilan-toprak-yuzde-1-bile-degildi

[xii] Bouazi, İ. (2011). 19. Yüzyılda Filistin’de Arazi Satışları (doktora tezi). Marmara Üniversitesi Kütüphanelerinden edinilmiştir. (eTez020630).
“Filistin’in toplam yüzölçümünün hemen hemen 30 bin kilometre kare3 yani yaklaşık olarak 30 milyon dönüm olduğu düşünülürse, 19. yüzyılın bitiminde Yahudilerin elindeki 219 bin dönümlük toprak, tüm yüzölçümün ancak % 0.73’üdür.” (s.135)

[xiii] TVNET. (15 Ekim 2023). “Filistinliler topraklarını sattı iddiası vicdana sığmaz” Prof. Dr. Zekeriya Kurşun [Video]. Youtube. https://www.youtube.com/watch?v=5kHWh2pHlzk

Bu toprak rejimi sistemi toprak alım satımlarını kayıt altına alır. Hiçbir yabancı kayıtsız mal mülk alamaz zaten yabancıya satılmaz osmanlı tebasına satılır. Osmanlı döneminde kanuni veya kanun dışı yollarla elde edilen arazi miktarı yüzde ikiyi geçmez 38.25-40.10

[xiv] TV100 Candaş Tolga Işık ile Az Önce Konuştum. (25 Ekim 2023). Candaş Tolga’nın ‘Filistin’ İsyanı: “Toprak Satmanın Konuşulacak Zamanı Mı?” Az Önce Konuştum [Video]. Youtube. https://www.youtube.com/watch?v=4w_lLbPSavQ


Hatice Uysal

Marmara Üniversitesi Psikoloji ve Felsefe lisans bölümlerinden mezun oldu. İstanbul 29 Mayıs Felsefe bölümünde yüksek lisans yapmakta. İlem Kademe programından mezun olmuştur.

Leave a Comment