Kamusallaşan Sanat
Soruşturma: Nurcan Bayram
İlkçağlardan beri sanat gayesi ve mahiyeti ile halka yönelik mi yoksa kendi varoluşunu pekiştirmeye yönelik mi olduğu ile alakalı pek çok tartışma yapılmıştır. Tartışmalar nihai bir cevaba ulaşmamış olsa da gelinen çağda “kamusal sanat” kavramı ortaya çıkmış ve sanat halk ile yakından ilgili bir hale gelmiştir. Alışılagelmiş haliyle sanatın icrası ve sunumu, sanat için özel olarak oluşturulmuş müze ve galeri tarzı mekanlarda özel bir kitleye yönelik gerçekleştirilirdi. Bu yeni anlayışla sanat, halkın tüm bireylerinin kolay şekilde erişebileceği kamusal alanlara taşarak yeni bir boyut kazanmıştır. Oluşan bu yeni icra biçimine “kamusal sanat” denmiştir.
Kamusal alanlar bireyler arasındaki iletişim ve etkileşimi sağlayan ortamlar olmuştur. Fakat değişen hayat koşulları ve yaşam dinamikleri kamusal alanları bu işlevinden yoksun hale getirmiştir. Kentsel gelişimin ve değişimin hızlı reaksiyonlarıyla şehirler birçok bakımdan hayatın merkezi haline gelmiştir. Düşünsel ve sanatsal etkinliklerin kamusal alanlarda toplumla buluşturulmasına imkân sağlamıştır. Belediyeler ve çeşitli kurumlar halka yönelik ücretsiz olarak katılabilecekleri kültür ve sanat etkinliklerinin düzenlenmesinde öncü olmuşlardır. Bu sayede sanatın izleyiciyle etkileşime geçmesi, toplumsal alanda yaygınlaşması ve sosyal ilişkilerin iyileşmesinde etkili olmuştur. Ayrıca kamusal bir sanat alanın oluşturulması bireyler için yeni bir iletişim ve etkileşim alanı oluşturmuştur.
Bizde bu dosyada kamusal sanat başlığı altında, yakın dönemde belediyelerin ve farklı kurumların düzenlediği ücretsiz kültür-sanat etkinliklerine katılan katılımcılar ile bu etkinlikleri olumlu ve olumsuz yönden değerlendirdik. Kamusal sanat etkinliklerinin bahsedilen işlevlerini konuştuk. Keyifli okumalar!
- Sizleri biraz tanıyabilir miyiz?
Elif KÖROĞLU: Merhaba, ben Elif. 24 yaşındayım. Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldum. İstanbul’da yaşıyorum.
Beyza BARUTÇU: Ben Beyza Barutçu. İbn Haldun Üniversitesi sosyoloji bölümünde okuyorum ve yeni medya ve iletişim ile çap yapıyorum.
Ahmet YILMAZ: İsmim Ahmet soyadım Yılmaz. 21 yaşındayım aslen Erzurumluyum, Sakarya’da ikamet ediyorum. Sakarya Üniversitesi İlahiyat fakültesi 2. Sınıf öğrencisiyim.
Hande ŞENEL: 22 yaşında lisans öğrencisiyim.
Şerife ÇOBAN: 22 yaşında özel bir okulda çalışan psikolojik danışmanım. Yeni yerler keşfetmeyi ve kitap okumayı severim.
- Düzenlenen bu kamusal etkinliklerden hangi kurumun, hangi etkinliklerine katıldınız?
Elif KÖROĞLU: En son İstanbul Bienali kapsamında bir etkinliğe katıldım. Pera Müzesi’ni gezdim.
Beyza BARUTÇU: Genellikle tiyatroya giderken devlet tiyatroları veya şehir tiyatrolarına gidiyorum. Butik yerlere oranla çok daha fazla seçenek olması beni buna itiyor. En son Geçit isimli oyunu izledim. Onun haricinde de İstanbul Bienalindeki sergileri gezdim. Ayrıca Zorlu PSM’de Büşra Kayıkçı konserine katıldım. Öncesinde de Beyoğlu Film Festivali’nin AKM’de gösterimde olan filmlerini izledim.
Ahmet YILMAZ: Sakarya Belediyesi’nin birçok kültür sanat etkinliğinde bulundum. Bunlara misal olarak Sakarya Türk Tarihi Musiki Topluluğu’nun icrada bulunduğu kutlu doğum, Sakaryalı bestekarlar gibi konulardaki icralarına katılıp dinledim. Çeşitli yazarların, Ömer Tuğrul İnançer efendinin ve birçok değerli ismin konuşmalarını dinledim. Yine Serdivan fikir sanat akademisinin şan dersine dahil oldum.
Hande ŞENEL: Düzenlenen etkinliklerden Üsküdar Belediyesi’ne ait olan organizasyonlara katıldım. Daha çok psikoloji, kişisel gelişim, edebiyat seminerlerine ve söyleşilerine katıldım. Kitap fuarları, imza günleri gibi aktivitelere gittim. Bazı konserlere de katılım sağladım.
Şerife ÇOBAN: Üsküdar Belediyesi’nin düzenlemiş olduğu tiyatro etkinliğine katıldım.
- Etkinlikleri organizasyon ve içerik bakımından değerlendirebilir misiniz?
Hande ŞENEL: Etkinlikler genel anlamda herkese hitap edecek şekilde tasarlanmış ve çeşitlendirilmişti. Örneğin bir yazarın yeni çıkan bir kitabı üzerine söyleşi, popüler olan bir konu üzerine seminerler ve paneller düzenleniyordu. Bu anlamda bir ihtiyacı karşıladığını söyleyebiliriz. Organizasyonda bazı yetersizlikler vardı. Biletle giriş veya kayıt listesi olmadığından kontenjandan daha fazla talep ve dolayısıyla izdiham olabiliyordu. İçeri giriş saatleri ise gecikmeli olabiliyor, özellikle de konser gibi bazı etkinliklerde uzun bir bekleme sırası olabiliyordu. Bununla beraber salonların genişliği, katılımcıların etkinliği takip etmesine imkan veriyordu. Organizasyonda bazı aksaklıklar olsa da içerik bakımından zengin ve çeşitli etkinlikler düzenlendiğini düşünmekteyim. Günlük yaşamdan, botaniğe kadar uzanan geniş bir yelpazede organizasyonlar gerçekleştiriliyordu.
Söyleşi tarzı programlarda veya panellerde meslekleri daha farklı bakış açıları ile mülahaza etme imkanı sunduğunu gördüm. Toplumu zihnen ve bedenen rahatlattığını gördüm.
Beyza BARUTÇU: Bu etkinlikler profesyoneller tarafından organize edildiği için genel anlamda organizasyonlarını oldukça iyi buluyorum. Çoğu gelenekselleşmiş programların içeriği değiştirilmiş halinden dolayı oturmuş bir düzen ve sistem var olduğu kanısındayım. Ayrıca özellikle devlet destekli organizasyonların çeşitlilik açısından daha zengin olduğunu düşünüyorum. İçerikler daha özenle oluşturulmuş oluyor bence.
Elif KÖROĞLU: Görevliler ilgili ve güler yüzlüydü. Bazı serilerde ya da müzelerde görevliler gereksiz bir şekilde ziyaretçinin üzerinde baskı kuruyor. Burada öyle bir durum söz konusu değildi. Rahat bir şekilde gezip fotoğraf çekildik. İçerik olarak da besleyiciydi. Geçmişte kullanılan paralar, saatler, tartı malzemeleri, fincanlar, ilaç şişeleri ve minyatürler vardı. İlgimi çektiği için keyif aldım. Dijital ekranda sergilenen resimler vardı. Kırılan fincanlar ve kahve içen bir kadın resmi. Bunlar dijital ortama aktarılmış ve hareketlendirilmişti. En zevkli ve eğlenceli kısımda ziyaretçiler için bir tartı uygulamasının olmasıydı. Kilonuz ölçüldükten sonra geçmiş uygarlıklarda kaç kilo olduğumuz gösteriliyordu.
Özellikle devlet destekli organizasyonların çeşitlilik açısından daha zengin olduğunu düşünüyorum. İçerikler daha özenle oluşturulmuş oluyor.
Ahmet YILMAZ: İçeriklerin bu şehrin toplumuna hitap ettiği âyân. Çoğu konferans, panel ve söyleşinin içeriği katılımcıyı doyurduğu kanısındayım. Organizasyonda bazen ses sistemi, yerleşim ve bazen zamanlama gibi bazı eksiklikler oldu.
Şerife ÇOBAN: Belediyenin düzenlemiş olduğu tiyatro olmasına rağmen profesyoneldi. Girişte QR kodla giriş yaptık kayıt gerektiriyordu. Bu sayede sıra beklemeden giriş yapabildim. Planlanan saatte başlaması artı özelliğiydi. Ses sahne dekor olması gerektiği gibiydi. Tiyatro Tanzimat döneminden Şair Evlenmesi oyunuydu. Normal bir tiyatroya göre daha fazla sayıda müzikle zenginleştirilmişti. Ücretsiz etkinlik olmasına karşın beklentimin üzerindeydi. Pek çok kişiye hitap etmesi de belediye etkinliğine uygundu.
- Keyifli vakit geçirmiş olmanın yanı sıra size imkan veya katkı sunduğunu düşündüğünüz yönleri nelerdir?
Beyza BARUTÇU: Kültürel etkinliklere katılmak bana bu zamana kadar etrafımda olan şeylere farklı bir bakışla bakma imkanı sağlıyor. Birçok sanatçı günlük hayata yeni bir yorumlama getirerek önümüze sürüyor ve aşina olduğumuz şeyler içerisindeki farkı da önümüze sürüyor. Bu sayede kendime yeni bir bakış ve yorumlama kabiliyeti kazandırdığına inanıyorum. Ayrıca beni daha çok okumaya ve araştırmaya, kendi yeteneklerimin neler olduğunu düşünmeye ve farklı şeyler denemeye itiyor.
Kültürel açıdan geçmişte yaşayan insanların zevklerini, sanata bakışlarını ve elindeki imkanlarla neler yaptıklarını görmek güzeldi. Geçmişi ve günümü kültürel ve sanat açısından karşılaştırma imkanı buldum.
Hande ŞENEL: Yeni insanlarla tanışmamda katkısı oluyordu. Hem değerli konuşmacıları tanıma fırsatı bulmuş oluyordum hem de bu isimleri daha sonra da takip etme şansım olmuş oluyordu. Bununla beraber katılımcılarla da tanışma fırsatım oluyordu. Çoğu zaman keyifli vakit geçirmekten öte öğretici bir işlevi oluyor ve ufkumu genişletiyordu. Özellikle kendi alanımdan kıymetli konuşmacıları yakından tanımak ve dinlemek, bağlantı kurma fırsatı sağlamış oluyordu. Bazı seminerlerde paylaşılan okuma ve izleme listeleri ise araştırma yapmaya başlama noktasında gösterici oluyordu.
Elif KÖROĞLU: Kültürel açıdan geçmişte yaşayan insanların zevklerini, sanata bakışlarını ve elindeki imkanlarla neler yaptıklarını görmek güzeldi. Geçmişi ve günümü kültürel ve sanat açısından karşılaştırma imkanı buldum. Günümüzdeki materyalist bakışın sanatın üzerindeki etkisini çok net bir şekilde hissettim. Bundan birkaç yüz yıl öncesinde bir ilaç kutusunun bile göze ve ruha hitap eden bir yanı varken günümüzde odağın ruh ve estetikten uzaklaşmasına üzüldüm. Ücretsiz bir şekilde gezmiş olmak da ekonomik anlamda katkı sağladı.
Çoğu zaman keyifli vakit geçirmekten öte öğretici bir işlevi oluyor ve ufkumu genişletiyordu.
Ahmet YILMAZ: Hususen konserlerin dinleme zevki kattığına inanıyorum. Söyleşi tarzı programlarda veya panellerde meslekleri daha farklı bakış açıları ile mülahaza etme imkanı sunduğunu gördüm. Toplumu zihnen ve bedenen rahatlattığını gördüm. Şan dersi, ses ve nefes kullanımı adına şahsıma oldukça faydalı oldu. Fakat bu tarz kursların daha verimli ve daha fazla olması gerektiği kanısındayım. Farklı konularda ve ilgilendiğim konularda etkinlikler görmek hem perspektifimi genişletir hem de diri bir sanat ve kültür zevkini inşa eder.
Şerife ÇOBAN: Tiyatro biletlerini tükenmeden alabilmek zor oluyor. Uzun zamandır bir tiyatroya gitmek istiyorum sonunda bilet bulabildiğim için buna katkı sağladı. Pek çok farklı kesimden insan ve yaş grubun farklı olduğu bir etkinliğe katılma imkanı buldum.
GEZGİNLER
Ahmet Yılmaz: 21 yaşındadır, Erzurumludur, Sakarya’da ikamet etmektedir. Sakarya Üniversitesi İlahiyat fakültesi 2. Sınıf öğrencisidir.
Beyza Barutçu: İbn Haldun Üniversitesi Sosyoloji bölümünde okumaktadır. Aynı zamanda Yeni Medya ve İletişim bölümü ile çap yapmaktadır.
Elif Köroğlu: 1997 yılında Düzce’de doğmuştur. İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun olmuştur. Bir dergide editörlük yaparken başka bir dergide çocuklar için meslekleri tanıtan yazılar yazmaktadır.
Hande Şenel: 22 yaşındadır. Lisans öğrencisidir.
Şerife Çoban: Denizli’de doğmuştur ve İlkokul, ortaokul, lise öğrenimini Denizli’de tamamlamıştır. 22 yaşındadır. Lisansını İstanbul ve Aydın’da tamamlamıştır. Şu anda İstanbul’da yaşamaktadır. Bir okulda psikolojik danışmanlık yapmaktadır. Yeni yerleri gezip, görmeyi sevmektedir.